SHD Hayvan Hakları İhlalleri Şubat Ayı Raporu Yayınlandı

SHD HAYVAN HAKLARI İHLALLERİ GÖZLEMCİ GRUBU TARAFINDAN 2017 ŞUBAT AYI HAYVAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU AÇIKLANDI
10 gün boyunca bir kuyunun dibinde inatla kurtarılmayı bekleyen Kuyu… ki O, bizim için Direnç’tir. Beykoz itfaiyesinde görevlendirilerek sizce de kurtulmuş oldu mu?

ŞUBAT 2017 HAYVAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU
Onlar hayatımızın, çoğumuz farketmesek ya da farketmek istemesek de, ayrılmaz parçaları. Sokakta, durakta, iskelede, çay içtiğimiz cafe önünde, parkta, hastane bahçesinde, köyde, tarlada, dağ başında… Yani, insanın olduğu her yerde; Dünya var olduğundan beri…
Ve dünya varolduğundan beri bitmiyor insanın hayvana ettiği zulüm. Her gün işkence ve tecavüz edip, yaşama haklarını yok sayıp, öldürüyoruz. Onlar yokmuş gibi davranıyoruz. Bundandır Beykoz’da, bir kentin ortasında 70 metrelik bir kuyu açıp, sonra o kuyuya sevdalısı olduğumuz bir yavru köpek düşünce, 11 gün orada kaldıktan sonra, çıkarıldığında da mağdur ettiğimiz yetmezmiş gibi adını bir yafta gibi “KUYU” koyulması… Oysa direndi; Korkuya, yalnızlığa, açlığa direndi. Bu sebeple biz adını “DİRENÇ” koyduk. Ona bu adı yakıştırdık. Bu da yetmezmiş gibi bu olaydan üç gün sonra Kayseri’de başka bir köpek, durmaması gereken yerde durduğu için düşen inşaat demirlerinin altında sıkışıp kaldı, neyse ki birkaç saat sonra o da kurtarıldı ama bu sefer de ona altında sıkışıp kaldığı Demir adını koyduk. Canlarını yakmakla kalmayıp travma ve yaşadıkları mağduriyetleri ömürlerine isim diye biçiyoruz.
Diğer yandan, genellikle insan hayatına vereceği zararlar üzerinden konuşulan nükleer santral yapımı ve termik santraller inşaları gibi devlet politikalarıyla da kent hayvanları ve hakları, yeni yeni yeniden, yok sayıldı. Yani Şubat ayı, hayvan hakları ihlalleri bakımından, maalesef, hem yok sayma hem de mağdur edip bir de üstüne hayvanlara mağduriyetin ismini vererek adeta “ihlalleri yaşatma ayı” oldu…
Şubat ayında meydana gelen, kimi çok duyulan; kimine yalnızca satır aralarında yer verilen hayvan hakları ihlallerini şöyle sıraladık:
Bireylerin ihlalleri, türcü davranışlar:
Ocak ayında olduğu gibi,  maalesef şubat ayında da kent hayvanları, insanlar tarafından kimi aklın, hafsalanın almadığı eziyetlere maruz bırakıldılar: Alanya’da yaklaşık 50 tane kedi bilinmeyen kişilerce zehirlenerek öldürüldü. Olayların özellikle site ve oteller çevresinde gerçekleşmesi dikkat çekti. Benzer bir haber de Milas’tan geldi. Milas’ın Bahçelievler Mahallesi’nin mahalle sakinleri aralarında sahipli köpeklerinde bulunduğu, yaklaşık 15 kedi ve köpeğin zehirlenerek öldürüldüğünü bildirdiler. Yine, İstanbul Kemerburgaz’da bir çiftlikte iki, köpek zehirli et verilerek can çekişerek öldürüldü.
Hatay Serinyol’da bir yavru köpek kasten ezilerek öldürüldü. Köpeği ezen şahıslardan biri “Ne var yani? Altı üstü bir köpek”, dedi. Afyon’da ise, bir şahıs aracının aynasına iple bağladığı köpeği kilometrelerce yolda sürükledi.
Kütahya Tavşanlı’da yavru köpek, kafasından tren raylarına bağlanarak; beşi yavru, dokuz sokak köpeği av tüfeği ile vurularak; Çanakkale Biga’da bir köpek kafası tırpanla parçalanarak, Kocaeli Gebze’de bir sokak köpeği ateşli silahla vurularak; İzmir’de bir köpek aç ve susuz bırakılarak; Çanakkale Lapseki’de bir kedi kafası kesilerek; Ardahan’da yeni doğum yapmış bir köpek ise zehirli iğne ile katledildi. Ankara Çankaya’da bulunan bir köpek gezdirme alanı saldırganlar tarafından yıkıldı, İstanbul Sarıyer’de kedi evlerine zarar verildi. İzmir’de aç susuz bırakılan köpeğin halini görüntülemek isteyen kadın darp edildi.
Tecavüz vakaları:
Hemen her gün memleketin bir yerinden bir hayvan tecavüzü haberi geliyor, yavru bir kedinin ayakları bağlanıp tecavüz ediliyor mesela sonra kedicik kanamadan ölüyor ya da bir köpeğe 9 erkek birden tecavüz ediyor, hayvan aylarca yürüyemiyor, tuvaletini tutamıyor. Başka bir yerde bir ördek tecavüze uğradığı için sahibi tarafından kesilerek öldürülüyor. Maalesef bu ay da böylesi korkunç olaylar yaşanmaya devam etti. İstanbul Şehremini’de Boncuk isimli bir köpek, arka ayaklarından bağlanarak defalarca tecavüze uğradı. İstanbul Beşiktaş Abbasağa Parkında bir adam bir köpeğe tecavüz etmeye kalkıştı, çevredekiler tarafından uyarılınca “Silahım var!” diyerek insanları tehdit etti.
Alttaki fotoğrafa bakınız. Burası İstanbu’un göbeği: Beşiktaş ilçesindeki Abbasağa Parkı. Yüzü buzlanan iki canlıdan biri, diğerine tecavüz ederken suç üstü yakaladı!

Okurken ne kadar da dehşet verici geliyor kulağa değil mi? Ancak biliyoruz ki bu bizim ülkemizin gerçeği ve bu gerçek her geçen gün kat be kat büyüyor. Hayvan tecavüzünün neden bu kadar yaygınlaştığını ya da zaten yaygın olan bu trajedinin neden bu kadar ayyuka çıktığını düşündük mü hiç? Biraz bu konuya dikkat kesildiğimizde önümüze hayret verici örneklerde düşmüyor değil. Mesela Şubat ayı içerisinde change.org üzerinden başlatılan “Hayvana Tecavüzü Özendiren Yayınlar Kaldırılsın Suçlular Cezasız Kalmasın” kampanyası tam da bu elim örneklerden biri üzerine oldu. Destek Yayınlarının aracılığıyla Hüseyin Cengiz isimli şahsın yazdığı “Ve Yol Bitti” isimli kitap hayvanlara nasıl tecavüz edileceğini açık ve ayrıntılı bir şekilde anlatmaktadır. Bu tarz yayınlar zoofilinin özendirilmesi, yaygınlaştırılması ve normalleştirilmesi konusunda olumsuz anlamda oldukça etkilidir. Bu ve buna benzer durumların devamında pedofilinin yaygınlaşmasında etkilediğini biliyoruz.
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereğince tecavüze veya işkenceye uğrayan eğer sokakta yaşayan sahipsiz bir hayvansa, bu fiili işleyene sadece idari para cezası veriliyor. Ne kadar mı? 250 TL… Türk mevzuatına göre bu bir suç değil, bir kabahat. Bu sebeple hayvana tecavüz hukuksal bir sürece dahi taşınamıyor ama biz biliyoruz ki öz savunma hakkı olmayan, başına gelenleri asla dillendiremeyecek bu masum canlılara tecavüz ve işkence etmek suçtur, hem de çok büyük bir suç… Tıpkı geçtiğimiz Ekim ayında Manisa’da tecavüz edildikten sonra boğularak öldürülen 4 yaşındaki Irmak bebeğe karşı işlenen suç gibi… Hayvana tecavüzün bir adım sonrası, çocuğa, kadına tecavüzdür. Bu fiilin kime karşı işlendiğinin değil, kim tarafından işlendiğidir asıl mesele… Siz bakmayın meclis kürsüsünden “Hayvana tecavüz edene bir şans daha verilmelidir.” diyene; Bir şans daha verilecekse bu ancak suçunun cezasını çektikten sonra verilmelidir. Bizim hayvan hakları savunucuları olarak mücadelemiz bunun üzerinedir çünkü biliyoruz hayvanlar evrende en az insanlar kadar yaşam hakkına sahiptir, onlar varoluşlarını hayatta kalma üzerine kurmuşken, bu hayatı onlarla paylaşmak, onlara yaşam alanlarında yer açmak ve onların haklarını korumak boynumuzun borcudur.
Anatole France’ın da dediği gibi, “İnsan ruhunun bir parçası hayvan sevgisini tadana kadar uyanmaz.”.  İşte bu yüzden biz diyoruz ki; Ülkenin içinde bulunduğu bu kabus gibi zor ve karanlık günlerden geçerken yaşamak için gözümüzün içine bakan en az bir hayvana dokunmak için uyanalım.
Pet hayvan ticareti:
Barınaklar, hayvan hastanelerinden hayvan sahiplenmek dururken buralardan; üstelik de bir eşya alırcasına hayvan satın alınmasına en başından şiddetle karşı çıktığımız pet hayvan ticareti yapan yerlerden de bir ihlal haberi geldi bu ay. Eskişehir’de bir pet shopta alıcısını bekleyen, yaklaşık 5 asgari ücret fiyatına denk gelen Avustralya “Kakadu” cinsi papağana, adeta bir lüks eşyaymışçasına, 8 bin liralık fiyat biçildi.
Aşağılayıcı, türcü söylemler:
Ocak ayında da değindiğimiz gibi, yaşama hakları olan saygı duyulacak canlılar olarak anılmaları bir yana insanların birbirini aşağılamak üzere kullandığı türcü hakaret ve küfürlerin malzemesi oldu Şubatta da hayvanlar. Twitter üzerinden bir kişi ile tartışan Murat Boz, tartıştığı Twitter kullancısına “köpeklik yapmayın” diyerek saldırdı.
Hayvan dövüştürme, güreştirme:
“Kültürlü” insanın en eski hayvan sömürü biçimlerinden biri olan hayvan dövüştürme de yine hız kesmedi Şubatta. Aydın Nazilli’de develer dövüştürüldü. Başka bir yerde ise, bir vatandaşın köpekleri dövüştürdüğü video sosyal medyada paylaşıldı.
Hayvan hakkı savunucularına ve hayvan severlere yönelik ihlaller:
Şubatta hayvan hakkı savunucuları ve hayvan severler de hedef gösterilmeye devam etti. İzmir’in Bornova ilçesinde, hayvansever anne-kıza, oturdukları apartmanın giriş kapısı yanına, sokaktaki kedilerin beslenmesi için mama kabı ve kedi evi koydukları için bina yönetimi tarafından dava açıldı.
Hayvan taşıma esnasında gerçekleşen ihlaller:
Ocak raporumuzda değindiğimiz, nakil halindeki hayvanlar için dinlenme alanları yapılması zorunluluğunun bir yıl ertelenerek 1 Ocak 2018’e bırakılması Şubatta ilk etkilerini gösterdi.   Dinlenme alanlarının yapılmamasının, özellikle de uzun mesafeli hayvan nakillerinde, yalnızca dinlenme amacına değil, bir denetim aracı görevi göreceği göz önünde bulundurulduğunda; Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM)’in aktardığı Avrupa’dan Türkiye’ye taşınan sığırların hunharca dövüldüğü, elektrik şoku verilerek katledildiğini gösteren videolar çıkması haberi, üzülerek, şaşırtmadı.
Kamu kurum ve kuruluşlarının ihlalleri:
Şubat ayında, kamu kurumları da hayvan haklarını ihlal etmeye devam etti: Burdur’un Mehmet Akif Ersoy üniversitesi kampüsünde çok sayıda köpek toplanarak bilinmeze gönderildi. Gümüşhane, İstanbul Eyüp, Bilecik Rize Pazar’da, Giresun Şebinkarahisar’da ise onlarca sokak köpeği, 5199 numaralı yasanın hayvanları korumakla ödevlendirdiği yerel yönetimlerden olan belediyeler tarafından zehirli iğneler ile uyutularak çöplüklere atıldı. Çöplüklere atılan bu cesetleri aç kalan diğer sokak köpekleri yedi.
Kent hakkı ihlali nedeniyle yaşanan ihlaller ve kent mağduriyetleri:
İstanbul Beykoz’da bir kuyuya düşen, “Kuyu” köpek (nam-ı değer DİRENÇ), günlerce mahsur kaldı. Uludağ’da 18 yıldır sahipsiz hayvanları besleyen hayvansever, beslediği köpek yavrularının birbirine sarılarak öldüğünü görmek zorunda kaldı. Kayseri’de inşaat temeli kenarında bulunan demirler bir köpeğin üzerine düştü. Demirler arasında sıkışıp kalan köpek yarım saat süren çalışmaların ardından kurtarıldı.
Doğa katliamı sebebiyle hayvanların yaşam hakkı ihlalleri:
Daha çok insan yaşamına vereceği zararlar üzerinden konuşulan büyük Devlet projeleri eliyle, kent hayvanlarının hakları tabiri caizse bir Devlet politikası çerçevesinde ihlal edilmeye devam etti Şubatta. Çok tartışılan Akkuyu Nükleer Santrali için ÇED Raporu onaylandı. Akkuyu Nükleer Santrali için açılan davada bilirkişi heyeti santralin uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan alana zarar vereceğini, nesli tükenmekte olan canlı türlerini yok edeceğini söyledi fakat yine de santralin yapılması gerektiğini savundu. Ankara’daki Nallıhan Kuş Cenneti’ne 6 kilometre uzaklıkta kurulması planlananan termik santralin, kurulduğu bölgeye yılda 1 milyon ton kül saçacağı iddia edildi.
İHLALLERİN DETAYLARI
Bireylerin ihlalleri, türcü davranışlar:
Tecavüz vakaları:
Pet hayvan ticareti:
Aşağılayıcı, türcü söylemler:
Hayvan dövüştürme, güreştirme:
Hayvan hakkı savunucularına ve hayvan severlere yönelik ihlaller:
Hayvan taşıma esnasında gerçekleşen ihlaller:
Kamu kurum ve kuruluşlarının ihlalleri:
Kent hakkı ihlali nedeniyle yaşanan ihlaller ve kent mağduriyetleri:
Doğa katliamı sebebiyle hayvanların yaşam hakkı ihlalleri:

 

28 Şubat 2017
SHD Hayvan Hakları İhlalleri Gözlemci Grubu