SHD Aylık Sağlık Hakkı İhlalleri Raporu Yayınlandı

Sosyal Haklar Derneği Sağlık Hakkı İhlali Gözlemcileri Grubu’nun Hazırladığı Ocak-Şubat Aylarına Dair Sağlık Hakkı İhlali Raporu:
SAĞLIK HİZMETLERİNE ERİŞİM ‘HERKES İÇİN’ HAKTIR
2017 Ocak ayı sağlık hakkı ihlalleri; basına yansıyan n yüksek ateş şikayetiyle Antalya’da hastaneye götürdüğü oğlu 7 yaşındaki Ali İzzettin Ahmed’in iddiaya göre nüfus cüzdanı olmadığı gerekçesiyle 4 hastaneden geri çevrilmesi ve Ali İzzettin Ahmed’in getirildiği evde yaşamını yitirdiği haberiyle başladı. Sağlık hakkı sadece tüm yurttaşların değil, ayrımsız bir şekilde tüm insanların yararlanmaları gereken bir hak olarak tanımlanmalı ve bu hakkın gereği olan her türlü hizmet, uygulama ve kaynak temel olarak herkesin gereksinimine göre herhangi bir koşul ileri sürmeksizin öncelikle ve acilen sağlanmalıdır. Suriyeli sığınmacıların sağlık hizmetine erişiminde yaşanan yasal/bürokratik engeller kaldırılmalıdır.

OKULLARDA GIDADAN ZEHİRLENME REZALETİ SON BULMALI
Başka bir habere göre Ordu’nun Kabataş İlçesi’ne bağlı Alankent Mahallesi’ndeki okula taşımalı sistemle gelen ortaokul öğrencilerinde, öğlen verilen yemeği yedikten bir süre sonra karın ağrısı ve baş dönmesi şikayetleri görülmeye başladı. 40 öğrenci hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Sağlık hakkının içerdiği koşullardan biri de herkesin uygun, beslenme açısından yeterli, güvenli gıdaya erişim hakkının olmasıdır. Gıda ve beslenmeyle ilgili kuralların konulmaması, kontrol ve denetimin yapılmamasından kaynaklı meydana gelen toplu gıda zehirlenmeleri devlet tarafından sağlanması gereken sağlık haklarından olan ‘dokundurmama yükümlülüğünün’ ihlali anlamına gelmektedir.

Fotoğraf: ordutakip.com

MAHREMİYET HAKLARI İHLAL EDİLEMEZ!
Mersin Toros Devlet Hastanesi’nden gelen bir habere göre, Acil Servis’te hastaların aciliyetine göre sıralanan bekleme yerlerinin belirtildiği triyajda, sarı alanda beklemesi gereken “baş ağrısı, karın ağrısı, böbrek ağrısı” gibi hastalar arasına “Tecavüze Uğramış Hasta” ibaresi eklendi. Bu uygulama tecavüze uğrayan kişilerin damgalanma ve deşifre olma korkusuyla hastane başvurularının azalmasına yol açma ve bunun sonucunda sağlık hizmetine ulaşım ve yararlanma ile ilgili hak ihlalleri meydana gelmesi riskini barındırmaktadır. Aynı zamanda bu uygulama tecavüz mağdurlarının mahremiyet haklarının da ihlal edilmesine sebep olmaktadır.

Fotoğraf: evrensel.net

CEZAEVLERİNDE SAĞLIK HAKKI İHLALLERİNE SEBEBİYET VEREN UYGULAMALAR SON BULMALI
Bir başka haberde belirtilene göre; cezaevinde büyümek zorunda kalan atipik otizmli 4.5 yaşındaki Poyraz Ali, annesi Zeynep Bakır’la aylar sonra Gebze Cezaevi’nde buluştu. Ancak, Adalet Bakanlığı’nca imzalanması beklenen bir belge gelmediği için rehabilitasyona gidemediği, yaklaşık altı aydır rehabilitasyondan uzak olduğu bildirildi. Sağlık hakkı tam iyilik hali için gerekli koşullara, kaynaklara olanaklara, kurumlara ulaşma ve bunları kullanma hakkıdır. Özellikle cezaevleri gibi toplu yaşam ortamlarında bulunan ve yaşayanların sağlıklarıyla ilgili hizmetlere ulaşımın eksikliği ve yetersizliği de sağlık hakkı ihlallerine yol açmaktadır. Sonuç olarak tanı ve tedavide gecikmeler/aksaklıklar yaşanabilmekte, telafisi mümkün olmayan işlevsellik kayıpları meydana gelmektedir.

Fotoğraf: kocaelibarisgazetesi.com

KATKI VE KATILIM PAYSIZ, ÜCRETSİZ, NİTELİKLİ , ULAŞILABİLİR , KAMUSAL SAĞLIK HİZMETİ HAKTIR! 
Diğer bir haberde Antalya’da özel bir şirkette çalışan Funda Şahin’in, miyom ameliyatı için yattığı Antalya Kamu Hastaneler Birliği’ne bağlı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde iddiaya göre 2 bin lira bağış talep edildiği, bağışı bizzat ameliyatı gerçekleştirecek doktorun istediği belirtildi. Sağlıkta giderek artan piyasacı ve kar odaklı hizmet sunumu kamu hastanelerinde de ücretsiz sunulması gereken sağlık hizmetleri ile ilgili keyfi ücret taleplerine sebebiyet vermekte, devlet tarafından üçüncü şahıslar ve kurumlar üzerinde uygulanan denetim ve kontrolün eksikliği bu tutumda sürdürücü faktör olabilmektedir. Bu da hem yoksul kesimlerin sağlık hizmetinden yararlanma hakkını, hem de genelde sağlık hizmeti sunumu ile ilgili hak ihlallerini artırmaktadır.

Fotoğraf: habercem.com

‘PARAN KADAR SAĞLIK HİZMETİ’ ANLAYIŞI VE İSTİSMARCILIK YURTTAŞLARIN SAĞLIĞINI TEHLİKEYE ATIYOR
Basına yansıyan bir açıklamaya göre; Hastanelerin yoğun bakım ünitelerindeki yatakların yetersiz olduğuna ilişkin tartışmaların ardından Türk Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Derneği şu tespitlerde bulundu;Yoğun bakım yataklarına, yoğun bakım endikasyonu olmayan hastalar çeşitli nedenlerle yatırılıyor. Bu istismar, siyasetçi ve bürokratlardan hastane sahip veya yöneticilerine kadar çeşitli kademelerde yaşanıyor. Yatakları amaca uygun kullanılmıyor: Doluluk oranları yüksek olan yataklara, uygun hastaların yatışları yapılmıyor veya geç yatırılıyor. Toplam 31 bin yatağın yüzde 43’ü özel hastanelerdeyken yüzde 40’ı devlet hastanelerinde, yüzde 17’si ise üniversite hastanelerinde bulunuyor. Özel ücret farkı istenmemesi gereken yoğun bakım hizmetlerinden fark isteniyor. Masrafı çok olan hastalar, devlet ve üniversite hastanelerinde aşırı yığılma sorunu yaşıyor. Bu haberde vurgulandığı gibi sağlık hizmetine ulaşma ve yararlanma hakkı tüm yurttaşlar tarafından eşit ve ayrımsız bir şekilde kullanılabilmelidir. Hak temelli yaklaşım diğer yandan gerekli kaynakların en fazla ihtiyacı olanlara verilmesini de garanti altına almalıdır. Sağlık hizmetinin adil olmayan ve uygunsuz kullanımlarını engellemek, denetlemek ve kontrol etmek yükümlülüğünü gerçekleştirmede oluşan yetersizlikler sonucu acilen o hizmete gereksinimi olan kişilere sağlık hizmeti sunumu yapılamamaktadır. Ayrıca uzman sayısı yetersizliğinden dolayı nitelikli sağlık hizmeti sunumu aksamaktadır. Yatak sayısının özel hastanelerde yoğunlaşması ve fark ücreti talep edilmesi ise sağlık hizmetine ulaşmada maddi koşullara bağlı eşitsizliği artıran bir faktör olmaktadır.

MEVCUT SAĞLIK SİSTEMİNDE YURTTAŞLARIN İHTİYAÇLARI VE TALEPLERİ GÖZ ARDI EDİLİYOR
Yalova Altınova’ya bağlı Subaşı beldesinde 1992 yılından bu yana hizmet veren Subaşı Merkez Mahallesi Sağlık Ocağı kapatıldı. Mahallede yaşayan yaklaşık 3 bin yurttaş, karara tepki göstererek imza kampanyası başlattı. Subaşı Merkez Mahalle Muhtarı Ramazan Gürsu, sağlık ocağını imece usulüyle kendilerinin yaptıklarını belirterek, “Bizim talebimiz, sağlık ocağının yeniden faaliyete geçmesi ya da haftanın belli günlerinde açık tutularak hizmet vermesidir” dedi. Sağlık hizmetine erişimde ulaşılabilirlik ve sağlık merkezine olan aidiyet hissi hastaların hem ilk başvurularını hem de tedavi devamını kolaylaştırmaktadır. Sağlık merkezlerinin yıllarca alışılagelmiş olan yerlerinden taşınması merkezle ve buradaki sağlık çalışanlarıyla ilişki sürekliliği olan mevcut hastaların uyumunu bozmakta, tedaviye ulaşımını güçleştirmektedir. Yerellerde yapılacak kamusal değişimler bu ihtiyaçlar gözetilerek, sağlık hizmetleriyle ilgili karar süreçlerinde bireylerin ve toplumun sürece katılımları sağlanarak uygulanmalıdır.

Fotoğraf:cumhuriyet.com.tr

KATKI PAYI, KATILIM PAYI, İTHAL İLAÇ PARASI! SAĞLIĞIMIZ PARAYA ENDEKSLİ! 
Başka bir haberde; Döviz kurunun ilaç fiyatlarına 20 Şubat’ta zam olarak yansıyacak olmasının hastaları her anlamda mağdur ettiği, ilaç firmalarının depolara, depoların da eczanelere ilaç vermekten kaçındığı belirtildi. İstanbul Eczacı Odası Genel Sekreteri Serdar Göksan, piyasadaki ilaçların yüzde 90’a yakınının ithal olduğunu ve bu nedenle şu an hastaların her 10 ilaçtan 9’una ulaşamadığını vurguladı. Devletin sağlık hakkının başkalarınca ihlal edilmesini önleme sorumluluğu olan ‘dokundurmama yükümlülüğünün’ gereği olarak her türlü olumsuz eylem ve etkenin üçüncü kişilerden gelmesi olasılığına göre alınması gereken önlemleri alması ve bununla ilgili  düzenleme ve denetimleri yapması gereklidir. Bu kapsamda üçüncü şahıslarca gerçekleştirilen ve sağlık hizmeti için gerekli olan tıbbi ekipman ve ilaçların hazırlanma, sunum ve pazarlanmasını kontrol edecek uygulamalar geliştirmelidir.

SHD Sağlık Hakkı İhlali Gözlemcileri Grubu
15.03.2017