HER YER YANGIN YERİ HER YER SOSYAL CİNAYET!

Türkiye’nin en büyük sosyal cinayeti, Soma’nın 5. Yıldönümüne 1 ay kala, bugün yine ülkenin dört bir yanını kanatan yaşam hakkı ihlallerini ve sosyal cinayetleri anmak üzere yine buradayız.

Az önce burada yine bir evlat için, hala bir kara delikte bekleyen bir cinayetin küçük kurbanı için toplandı vicdan sahibi insanlar. Rabia Naz için. Belki bir kazaydı ama üstü örtülerek cinayet haline getirildi. Ve bu ülkenin emniyetinden sorumlu bakanlık suskun, Adaletinden sorumlu bakanlık gözlerini kaçırmakta, çocuktan sorumlu bakan ise hiç ortada yok.

Tıpkı Aladağ’da yakılan 11 evlat karşısındaki sessizlikleri gibi…

Geçtiğimiz 10 yılın mezunlarının büyük umutlarla ve hayallerle girdikleri sınavları kendi ikballeri doğrultusunda manipüle ederek hayatları karartan ve gençlerin, çocukların eğitim haklarını gasp eden bir bürokrat, maalesef ki çok geç, bugün tutuklandı. Oysa o gün onun arkasında olan, sınav sorularının çalınmasını protesto eden öğrencileri tehdit eden siyasiler ise omuzlarında bu suçun ortaklığıyla makamlarında oturmaktalar. Ancak biliniz ki herkesin hesap vereceği gün gelecektir.

Ülkenin seçim güvenliğinden sorumlu kurum belediyeleri iktidara kazandırma kaygısını taşırken, en önemli vatandaşlık haklarından biri olan oy hakkının da göz gör göre ve mantıklı hiçbir gerekçesi olmadan gasp edildiğine tanık oluyoruz her gün.

İfade özgürlüğünü kullanan insanları sivil ölüme terk etmeyi hukukun içine ite kaka sığdırmaya çalışan bu zihniyet, son derece yasal bir zeminde seçime katılarak halkın iradesi ile seçilmiş belediye başkanlarına KHK’lı oldukları gerekçesi ile mazbatalarını vermeyerek çok şaibeli ve sıkıntılı bir sürecin başlama vuruşunu yapmışlardır.

Ülkenin normalleşmesi için bir umut olan yerel seçimlerde egemenliğin milletten alınarak iktidar partisinin adaylarına verilmesi, seçme ve seçilme hakkını ihlal etmiştir. Sanmasınlar ki bugün arkalarında olan iktidar yarın onları suçlarıyla baş başa bırakmayacaktır.

Tüm bunlar olurken ülkede yaşanan ekonomik durgunluğa, gıda fiyatlarının hızla yükselmesine, yokluğuna ve başta genç nüfus olmak üzere tüm çalışanları boğan işsizliğe ilaveten, kıdem tazminatlarının tehlike altına girmesi emek hakkı ve sosyal güvence gündemine bomba gibi düşmüştür. Mali kaynak arayışında vatandaşın yastık altından tasarruflarına kadar göz koyan iktidarın emellerinde bu kez kıdem tazminatları vardır.

Çocuktan gence, kadından emekçiye ve seçenlerden seçilmişlere dek herkesin yaşam ve sosyal haklarını hiçe sayan bu ortam Türkiye’yi yangın yerine çevirmektedir. Bu yangının içerisinde Sosyal Haklar Derneği olarak demokratik toplum kuruluşları ve vicdanlı kişi ve kurumlarla dayanışarak mücadelemizi sürdüreceğimizi bildiririz.

Sosyal Haklar Derneği

13.04.2019