Engelsiz Bir Dünya İçin Sosyal Haklar Herkese…

3 Aralık 2017
Bugün Dünya Engelliler Günü.
TUİK verilerine göre ülkemiz nüfusunun yüzde 12,29 u engelli. Dolayısıyla yurt genelinde on milyon (10.000.000) engelli yurttaşımız var. Şaşırdınız değil mi? Ama gerçek bu. ‘Bu kişiler nerede?’ diye sorduğunuzu duyar gibi oluyoruz. Cevap basit: Evlerinden çıkamıyorlar. Sokağa çıkabilen bir avuç engelli ise sosyal ve kültürel yaşama aktif katılamıyor.
Engelli bireylerin sorunları diğer bireylerden farklı değil;aynı sorunlar yaşanıyor. Fakat engelliler, engelli olmayan bireylerin yaşadığı sorunları daha da yoğun yaşıyor.
Yolların, binaların ve kamusal alanların bilimsellikten uzak, duyarsız ve kalitesiz tasarımı, engellileri adeta evlerine hapsediyor. Bu sorun, engelli bireylerle birlikte ailelerinin de engeli haline geliyor. Sonra da aslında bütün bir toplumun…
EĞİTİM SORUNU :
Eğitim sistemindeki olumsuzluklardan engelli bireyler de yoğun bir şekilde etkileniyor. Kamusal çözümlerin yeterince ve iyi sunulmaması nedeniyle aileler, özel (paralı) okullara yönelmek zorunda kalıyor. Parası olan engelli, görece daha iyi eğitim hizmeti alma imkanına kavuşurken bu imkana sahip olmayanlar eğitim sisteminin dışında kalıyor…Diğer taraftan  hali hazırdaki ‘kaynaştırma eğitimi’ uygulaması da pek çok sorunu içinde barındırıyor.  Ötekileştirilmiş olan engellilere yönelik olumsuz tutumlar da ayrı bir sorun olarak can yakıyor. Bazı ailelerin, kendi çocuklarının engelli çocuklarla aynı sınıfta ders görmesine tepki gösterdiği bilgisi haberlere yansıyor. Özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklara verilen özel eğitim, haftalık 2 saatle sınırlı olup, öğrencinin gerçek ihtiyacı dikkate alınmıyor. Özel eğitim almak isteyen çocukların başvurduğu Rehberlik Araştırma Merkezleri; yeterli donanım ve birikime sahip olunmadığından ve saat sınırlaması nedeniyle eğitim programını doğru uygulayamıyor. Hastanelerden heyet raporu almakta yaşanan güçlükler, eğitimi aksatıyor. Halbuki, özel eğitime ihtiyaç duyan otizim ve işitme engelli çocuklar başta olmak üzere bir çocuğun zamanında, yeterli ve kaliteli eğitim alması hayati öneme sahiptir ve vazgeçilemez sosyal haklardan biridir.  Çocukların özel eğitim ihtiyacının belirlenmesi ve eğitim verilmesi hususunda kamu kurumlarınca çalışma yürütülmemesi durumunda, on binlerce çocuk ya özel eğitime geç erişebilmekte ya da erişmesi imkansız hale gelmektedir. Bu tablonun sonucunda ortaya çıkan verilere göre; engelli bireylerin %65’i okur yazar değildir.; %7’si lise eğitimini %2’si ise üniversite eğitimini tamamlayabilmektedir.
SAĞLIK SORUNU :
Engelli olsun olmasın tüm yurttaşların sağlık hizmeti alma hususunda çok ciddi sorunlar yaşadığı hepimizin malumu. Sorunlar arasında; günler, hatta aylar sonraya alınan randevular; hekimlerin iş yoğunluğu nedeniyle hastalarla sadece birkaç dakika ilgilenebilmesi, fark ücret talebi vb sayılabilir. 
Engelliler sağlık sistemindeki sorunların yarattığı olumsuzluklardan daha yoğun etkileniyor. Kentlerde erişilebilirlik sorununun çözülmemiş olması engellilerin kalitesiz ve onlarca sorun barındıran sağlık hizmetine erişimini adeta imkansız kılıyor.  Bir çok hakkın ön koşulu niteliğindeki sağlık raporunu almak için aylar süren randevu kuyruğu, haklardan yararlanmayı ve zamanında tedaviyi engelliyor. Ayrıca SGK hizmetlerine, Sağlık Uygulama Tebliği ile getirilen sınırlamalarla, katkı payı istenmesi, kaliteli tıbbi cihaz ve malzemelerin karşılanması mümkün olmuyor;  6 ay ile 1 yılı aşan randevu alma sorunu nedeniyle sıkça sağlık hakkı ihlalleri yaşanıyor. Kanser başta olmak üzere bir çok hastalığın ilaçlarının zamanında karşılanmaması nedeniyle ölümlerin yaşanması birer sağlık hakkı ve yaşam hakkı ihlalidir.  SMA hastası çocukların ilaçsızlık nedeniyle ölümleri hala belleklerimizde. Kamu tarafından karşılanması gereken protezortez, işitme cihazı, tekerlekli sandalye gibi ihtiyaçların yalnızca küçük bir kısmı yardım kuruluşlarınca karşılandığı biliniyor. Halbuki, sağlık hakkı en temel Anayasal haktır ve hak kullanımı salt yardımseverlerin insafı ile sınırlanmamalıdır.
İSTİHDAM SORUNU :
Ülkemizde istihdam sorunu çığ gibi büyürken engellilerin işsizliği de büyüyor. Yasa gereği kamuda istihdam edilmesi gereken kadrolar doldurulmuyor; yüzde 10’u aşan engelli nüfusuna rağmen kamuda istihdam kotası yüzde 4 düzeyinde kalıyor. Engelliler ise sadaka değil, iş istiyor.
İş bulamayan engelliler; ciddi ekonomik ve sosyal dramlarla karşı karşıya kalıyor. On binlerce engelliye bir nebze de olsa katkı sunan engelli aylığı ve evde bakım geliri, 2013 ve 2014 yıllarında yapılan değişikliklerle kesildi. Yasa değişikliğine göre, ihtiyaç sahibi yurttaşın engelli/yaşlı aylığı alabilmesi için artık bireyin kendi geliri yerine, aile ve akrabalarının toplam gelirlerine bakılıyor. Bu durum, sosyal devlet anlayışının yanı sıra insan haklarına ve insan onuruna aykırıdır. 
Saydığımız bütün bu sorunları erkek egemen,cinsiyetçi toplumsal yapı ve algı nedeniyle engelli kadın bireyler daha da ağır yaşıyor.
Sosyal Haklar Derneği olarak ayrımcılığa, eşitsizliğe, hak ihlallerine uğrayan engelli yurttaşlarımızın  eşitlik,adalet,hak taleplerinin ve mücadelelerinin her zaman yanındayız.
Engelsiz bir dünya için… Sosyal Haklar Herkese Mücadele Eden Herkesle…
SOSYAL HAKLAR DERNEĞİ
03.12.2017