Bilindiği üzere, kamuoyunda “af yasası” olarak anılmaya başlayan “infaz yasası düzenlemesinin” önümüzdeki günlerde meclise getirilmesi beklenmektedir.
Bir çok sivil inisiyatifin de desteklediği, pandemi sürecinde mahpusların yaşam haklarının güvence altına alınması çağrısı elbette ki haklı ve devam eden bir taleptir.
Bu bağlamda siyasi mahpuslar başta olmak üzere genel bir tahliye prosedürü, başkaca adli kontrol yükümlülüklerinin uygulanması suretiyle mahpusluk durumunun sonlandırılması gerekliliktir.
Ancak; siyasi faaliyetler belirsiz bir “terör” tanımı içerisinde hapsedilir ve gazetecilik ve avukatlık gibi mesleki faaliyetler nedeni ile cezaevinde olanlar dahi kapsam dışında bırakılırken, Cumhur İttifakı tarafından kendi tabanlarından gelen talepler doğrultusunda hazırlanarak adeta özel bir af haline getirilerek TBMM’ye sunulan bu teklifi kabul etmek mümkün değildir.
Başta Gezi Direnişi’nde hayatını kaybedenler olmak üzere, polis şiddeti nedeni ile hayatını kaybeden hiçbir yurttaşımızın katilini #AFFETMİYORUZ ve Türkiye’de yerleşik bir uygulama haline gelen cezasızlık pratiğine yeni bir yasal kılıf uydurulmasını kabul etmiyoruz.
Soma’da Gürkan ailesinden, Aladağ’da Süleymancılara, Çorlu’da Ulaştırma Bakanlığı yetkililerinden, Milas’ta kan parası ile cezai sorumluluktan kaçmaya çalışan patronlara, kadınların ve çocukların vücut bütünlüğüne ve yaşam haklarına karşı gerçekleştirilen tüm saldırıların sorumlularına, Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan sosyal cinayetlerin faillerinin aklanmasına neden olacak bu düzenlemeyi kabul etmiyor, katilleri #AFFETMİYORUZ.
Herkesi #AFFETMİYORUZ hashtagi ile seslerimizi yükseltmeye çağırıyoruz.
