Kömür Karasından Gökyüzüne…

(Yazı 9 Ocak 2019’da SHD Yaz Okulları Sergisi için yazılmış, bugün için güncellenmiştir)

Hayatımda hiç yaz okulu gönüllüsü olmamıştım. Benim gençliğimde pek de yaygın değildi. Y kuşağı denen 90 neslinde en çok sevdiğim de, iki işin arasında kendilerine birer yaz okulu bulup çocuklarla haşır neşir olmalarıydı.

Sosyal Haklar Derneği Genel Başkanı olduğumda Soma Yaz Okulu henüz ikicisini tamamlamıştı. 2014 yılının 13 Mayıs’ında yaşanan Soma maden katliamı sonrasında enerjisinin büyük kısmını Soma’ya ayıran Sosyal Haklar Derneği üyeleri, hem mağdur ailelerin avukatlığını üstlenerek hukuki mücadeleye, hem de Soma’da bir temsilcilik açarak ailelerle, kadınlarla dayanışma ya girişmişti.

Bir de çocuklar  vardı tabii; yaşanan ağır travma içerisinde. Kimisi daha baba bile diyecek yaşta değildi, kimisi annesinin karnındaydı, bazısı ise her akşam bekliyordu babayı. Sosyal Haklar Derneği Soma Temsilciliği “Yaz Okulu” kararı verdi. İlki 2015’te yapıldı. 2016 Yaz Okulu ertesi, Başkan olduğum yeni yönetimde “Çocuklar çok güzel resimler yapıyor, bir de Dilek Ağacı var, bunları değerlendireceğimiz bir Ajanda yapsak” önerisi geldi.

Derken resimler ve dilekler ilk ajandamıza dönüştü. Sonra bu resimler minik bir sergi oldu. Çocuk resimleri hep birbirine benzer ama bunlarda bir farklılık vardı. Pek çoğunda kağıdın bir yerinde bir kömür karası duruyordu. En renkli resimlerde bile vardı. Siyah bir leke… Evet çocuklar doğdukları günden beri hayatlarının bir parçası olmuş ve bir gün babalarının, ağabeylerinin belki de dedelerinin hayatlarını almış kömürü çiziyorlardı.

2 yılın ardından Soma Yaz Okulu’na bu kez Aladağ Yaz Okulu eklendi. 2016 yılının 29 Kasım günü Aladağ’da yaşanan yurt yangını cinayetinde kaybettiğimiz çocuklarımız ve aileleri için bu kez Sosyal Haklar Derneği Adana ve İskenderun Temsilcilikleri devredeydi. Yeni bir dava süreci ve yeni bir ayakta tutma mücadelesi. Bu kez yaz okullarımızın mekanı 2 güzel köydü. Aladağ’ın Köprücek ve Kışlak’ta yaz okulu yapacaktık. Soma gibi değildi, imkanlar kısıtlıydı, yollar zorluydu, yoksulluk, yokluk tokat gibi çarpıyordu. Ama çocuk varsa yaz okulu da olacaktı.

4 yıl Soma, 3 yıl Aladağ… Sosyal Haklar Derneği Yaz Okulları artık dernek faaliyetinin en heyecanla planlanan işi oldu. Her yıl gönüllülerimiz artıyor,  çok farklı mesleklerden gelip çocuklarla hem eğlenip hem de bilgi paylaşıyorlar, doğrusu bizler onlara bir şeyler öğretip, onlardan da öğreniyoruz.

Yaz okullarımızda müzikten dramaya, resimden, haberciliğe dek çok çeşitli atölyeler yapıyoruz. Bu atölyelerde sosyal hak kavramını öğretmeye çalışıyoruz. Ben de izledim bu atölyeleri. Lise seviyesindeki çocuklarımıza verdiğimiz atölyede ise katılımcıydım. Ne mi yaptık; dlekçe yazmak, dilekçe hakkı, dilekçenin nasıl takip edileceği, kamudan köyleri için nasıl talepte bulunulacağı, bölge milletvekillerini nasıl kullanabilecekleri gibi yurttaşlık bilgileri verdik. Çok ilgilendiler. Bir diğer atölyemiz de meslek seçimi ile ilgili oldu. Sözüm var, onlara farklı mesleklerden kişiler götürüp meslek tanıtımı yaptıracağım.

Ama ben en çok yaz sıcağında çeşme başında ya da hortumla ıslatmaca oyununda eğlendim onlarla. Bir de parmak boyalarıyla boyamaca…

Bu arada güzel bir haber vereyim: Soma’dan gelen resimlerde artık kömür karası yok. Bol gökyüzü var.