Kadınlar Birlikte Güçlü

Türkiyeli 155 kadın örgütü, korona günlerinde ev içi şiddetin artacağına dikkat çekti, “Yaşamak için evde kalmak, evde kaldığımız için yoksulluktan ve erkek şiddetinden ölmemek için sesleniyoruz” dedi.

Ayrıca, açıkamada, İnfaz Paketi’nin neden olacağı şiddet vakalarının da önümüzdeki günlerde daha belirgin olacağını belirtildi.

“Taleplerimizi dikkate alın”

Açıklama şöyle:

“Evde kalan, çalışmak zorunda olduğu için evde kalamayan, işinden olan, kalacak evi olmayan, evde kalsa da güvende olmayan, evini bırakıp buraya iltica etmiş olan, yasal statüsü olmayan, LGBTİ+ kimliğinden veya yöneliminden dolayı evde baskı gören, ev işinden çıldıran, evinin kirasını ödeyemeyen, evinden atılan, evdeki herkese bakması beklenen, yalnızlaşan ya da kalabalıktan nefes alacak yer bulamayan biz kadınlar korona günlerinde de birlikte güçlüyüz, birbirimizin güvencesiyiz!

“Salgının önlenmesi için kapanmamız beklenen evlerde şiddete uğramamayı, ücretli izinle ve güvenceli şekilde evde kalabilmeyi, evin tüm iş yükünü çekmemeyi, bu süreçte alınan önlem ve yükseltilen taleplerde dikkate alınmayı ve çok daha fazlasını hak ediyoruz. Yaşamak için evde kalmak, evde kaldığımız için yoksulluktan ve erkek şiddetinden ölmemek için sesleniyoruz.”

Üretim durdurulsun, zorunlu olmayan sektörlerde çalışanlara ücretli izin!

Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu hizmet sektörünün bir kısmı çalışmaya devam ettiği gibi, pek çoğunda çalışanlar ya işten çıkarıldı ya da ücretsiz izne çıkarıldı. Bir yandan yoksullaşırken bir yandan üzerimize bindirilen ödeme yüküyle başa çıkamıyoruz. Küresel salgın tehlikesi bitene kadar, çeşitli ülkelerde olduğu gibi, elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet ücretsiz olmalı, kira bedelleri alınmamalı, ücretsiz gıda yardımı yapılmalı.

Ev işi herkesin işi!

O evlerde sadece biz yaşamıyoruz. Ancak karantina günlerinde evin temizliğinden, yemeğe, okula gitmeyen çocuklarla ilgilenmekten yaşlıların bakımına tüm işler bizim omuzlarımızda. Kadınların ev içindeki görünmeyen emeği katlanarak artıyor. İşe gitmedikleri için evde kalan erkekler ise kendilerini o evlerde misafir hissetmeye meyilli. Bir engeli olmayan herkes zorunlu olan tüm temizlik, bakım gibi işleri eşit biçimde üstlenmelidir! Her fırsatta kadınlarla erkeklerin eşit olmadığını söyleyen yöneticiler bu eşitsizliğin derinleşmesinden sorumludur. Bunun değişmesi de ancak eşitliği önceleyen bir bakış açısının, her türlü iletişim aracıyla, toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırılmasıyla mümkün.

Karantinada 6284 hayat kurtarır!

İçine kapandığımız evler, öldürülen kadınların yüzde yetmiş beşinin cinayet mahalli. Yani pek çoğumuz için en tehlikeli yer. Buna rağmen Hâkim ve Savcılar Kurulu kadınların en önemli güvencesi olan 6284 sayılı Kanunu neredeyse askıya alan bir karar verdi ve şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılmasını zorlaştırdı. Kadınlara şiddet uygulayanların cezaevinden erken çıkmasını sağlayacak infaz düzenlemesi gündemdeyken kimse salıverilen şiddet faillerinin nasıl denetleneceğini, hele salgın sürecinde kadınların güvenliğinin nasıl sağlanacağını konuşmuyor. 6284 askıya alınacağına erkek şiddetinin arttığı bu dönemde daha etkili uygulanmalı, uzaklaştırma kararlarının alınması zorlaşmak yerine kolaylaşmalı ve denetlenmeli, kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nin öngördüğü şekilde önleyici ve koruyucu mekanizmalara erişebilmeli!

Erkek şiddeti artarken yetkililer ne yapıyor?

Dünyanın farklı yerlerinde çeşitli örnek uygulamalar görüyoruz. Fransa İçişleri Bakanlığı süpermarketlerde kadınlar için başvuru/danışma standları açıyor. Avustralya hükümeti korona virüsü krizi nedeniyle artan şiddeti önlemek ve mağdur kadınları desteklemek üzere 92 milyon dolarlık bir destek paketi hazırladı. Merak ediyoruz: Erkek şiddeti geçen yılın aynı ayına oranla %38,2 artmışken örneğin Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ne yapıyor? ALO 183 hattının acil şiddet hattına dönüştürülmesi veya kadına yönelik şiddetle ilgili acil hat oluşturulması gerekiyor. Aynı şekilde ALO 155’in gerekli hemen ihbarları alması ve vaktinde müdahale etmesi şart.

Cezaevlerinde kimse virüsle baş başa bırakılamaz! Ama ya kadınların ve çocukların can güvenliği?

Baroların ilgili komisyonları cezaevlerinin kapasitesinin çok üstünde tutuklu ve hükümlünün bulunduğunu, hijyen koşullarının olmadığını açıkladı. Görüşlerin yasaklanmasıyla endişeli yakınları cezaevlerindekilerin durumlarından ancak haftada bir telefon konuşmalarıyla haberdar olabiliyor. Cezaevinde hücrede kalan ve yalnızlaştırılan trans mahpuslar için durum daha da ağır. Mahpusların sağlık hakkı için önlemler alınmalı, test uygulanmalı, dezenfektan, temizlik malzemeleri, maske, eldiven, kolonya verilmeli, su kotası kaldırılmalı, 24 saat sıcak su verilmeli. Yeterli sağlık hizmeti ve sağlıklı beslenme sağlanmalı, yemekler bunu gözeterek iyileştirilmeli. K

Hepimiz için, sağlıkçıların sağlığı korunsun!

Sağlık çalışanlarının koruyucu ekipmanları sağlansın, yaygın test uygulansın, sağlık çalışanlarının çocuklarının bakımı için devlet sorumluluk alsın, virüsün evlere yayılmasını önlemek için sağlık çalışanlarının barınma sorunu çözülsün! Ayrıca, KHK ile işten atılan, beraat eden, takipsizlik kararı verilen veya atama bekleyen sağlık emekçileri hemen ve hiçbir şart gözetmeden görevlerine başlatılsın!