Somalı Çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını Kutlarız

Sosyal Haklar Derneği üye ve gönüllüleriyle birlikte Soma’da Yaz Okulu etkinliklerine 2015 yazında başladı. Soma Yaz Okulu’nun gönüllü eğitmenlerinden Esra Huri ve Arin’in Soma Yaz Okulu 2018 deneyimlerini anlattığı yazısını yeniden paylaşmak istedik. Somalı çocuklarımızın 23 Nisan Bayramını kutlar, hepsini kucaklar ve bu neşeli günlere yeniden kavuşmayı dileriz:

“Bir Soma Hikayesi: Glug ve 172 Kardeşi”

5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü vesilesi ile SHD Soma ve Aladağ Yaz Okulları’nda gönüllü olup, çocukların hayatlarına dokunan tüm arkadaşlarımıza teşekkürü borç biliriz. Soma Yaz Okulu 2018 gönüllülerimizden Esra Huri ve Arin’in Soma Yaz Okulu deneyimlerini anlattığı yazısını sizinle paylaşıyoruz.

“Mayıs 2014’de Soma Faciası olduğunda Arin karnımdaydı.

Ölüm haberleri gelirken kendimi benim gibi hamile olan ve sevdiği maden altında kalan kadınlar yerine koydum. Parmaklarımın uyuştuğunu hatırlıyorum, kalbim yerine karnım ağrımıştı.

Herkes derdini başka şekilde ortaya koyuyor, benim için de acıyı hissetmek pasif bir direniş haliydi. Benim de canım onlar kadar yanmalıydı çünkü her ne olduysa, herkes kadar benim de suçumdu.

O dönem de her kötü hissettiğimde yaptığım şeyi tekrarladım ve bol bol Metin Altıok şiiri geçirdim içimden.

Yarına var mısın söyle?
Doğacak çocuğa, çığlığa, ishak kuşuna,
Rüzgarın savurduğu tohuma,
Kavağın pamuğuna var mısın,
Bir ağacın kavına,
Deri değiştirmesine yılanın,
Kozadan çıkan kelebeğe,
Hatmiye, atkestanesine?
Hadi gel öyleyse ölümden konuşalım

O kadınlar doğacak evlatlarına bütün bu olanları nasıl açıklayacak diye dertleniyordum. Sonra daha büyük bir dert düştü içime; o çocuklar babalarının niye öldüğünü nasıl anlatacak?

“2005’de Türkiye Kömür İşletmeleri rödovans karşılığı işleri özel sektöre devretme kararı aldı. Özel sektörde daha çok para kazanmak için babamı öldürdü” mü diyecek?

Bu sorunun yanıtı yok ne yazık ki. Soruların yanıtları, acının da sonu yok derken Sosyal Haklar Derneği’nin Somalı çocuklar için yaptığı yaz okulları ile su serpti içimize.

Tam 4 yıl sonra Arin ile Soma’ya yaz okuluna gitmek üzere yola çıktık. Otobüs yolculuğunda diğer gönüllü arkadaşlarımız ile tanıştık. Soma’ya vardığımızda hep beraber yaz okulunun gerçekleşeceği alanı kurduk. Sonra Arin’in yeni kardeşleri alana gelmeye başladılar. Kamp boyunca gönüllüler olarak sosyal ve duygusal öğrenmeyi merkeze alan birçok atölye gerçekleştirdik. Çocuklar hak temelli çalışmalar yaptılar. Yeryüzüne ve gökyüzüne sığmayan bir dünya yarattılar.

Ben ve Arin gerçek bir ütopyanın içindeydik. Kamptaki en küçük çocuk Arin’di. Yaz okulu esnasında onu hiç görmedim diyebilirim Somalı abi ve ablalarının peşine takılıyor, onlarla atölyelere katılıyordu. Akşam çocuklar evine dönerken onlarla beraber gitmek için ağlıyordu. Çocuğu zorla servisten indirip tüm gönüllülerin konakladığı alana götürüyorduk. Arin tüm Somalı çocuklar gibi gönüllülerin evladı, kardeşi olmuştu.

Ben de diğer gönüllüleri gözlemliyor ve herkesin çocuklarla kurduğu eşdeğerlilik ilişkisini hayranlıkla izliyordum. Gönüllülerin birbiri ile ve çocuklarla hiyerarşik bir ilişkisi yoktu. Hepimiz eşittik ve göz hizasında konuşuyorduk birbirimizle, kalbimizi açıyor ve yeni bir yoldaşlık ilişkisinin ağlarını örüyorduk. Konuşmadan iş bölümü yapar kıvama geldiğimizde gönüllüğün başka bir dünya inşası için bir yöntem olabileceğini düşündüm.

Arin’in yol kitabı Glug idi. Küçük sarı balık Glug büyük bir heves ile tehlikeli Derin Sular Mahallesi’ne gidiyor ve başına olmadık şeyler geliyordu. Çok korktuğu ve yalnız hissettiği bir anda 172 kardeşi onunla dayanışmaya geliyor ve Glug mutlu yuvasına geri dönüyordu. Arin için 172 kardeşi hayal etmek pek mümkün olmuyordu. “172 kardeşin adını nasıl ezberleriz, 172 kardeş birbirini tanıyor mu?” gibi sorular soruyordu. 172 çok büyük rakamdı, kardeş ancak 1-2 tane falan olurdu. Soma’da 172’den fazla kardeşi olunca anladı Glug’u. Glug’un denizler altındaki hikayesi Arin’in Soma hikayesi olmuştu.

Soma’dan çıkıp Kaz Dağları’na kampa giderken Glug’u Soma’da bıraktık. İda Dağına çıktığımızda sırtımızda madenlerin yükü vardı. Dağın tepesine yalnız bir anne olarak çıktım. Somalı kadın arkadaşlarım gibi evladım ile yalnız bir yaşama hazırlıyordum kendimi.

O an anladım sanırım Arin’in 172 kardeşten fazla kardeşi, benim de yüzlerce kadın yoldaşım vardı. İnsan insanın acısını alıyordu. İnsan insana umut oluyordu.

*Bu vesile ile tüm gönüllülerinin 5 Aralık Dünya Gönüllüler gününü kutlarım.

*Soma’lı çocukların ürettikleri eserleri görmek için 2019 ajandasını satın alabilir ve Sosyal Haklar Derneği’ne katkıda bulunabilirsiniz.

Esra Huri Bulduk”