Sosyal Cinayet Düzenine Karşı Sokaktayız!

Basına Ve Kamuoyuna
Değerli Yurttaşlar;
Ülkemiz zor ve karanlık günlerden geçiyor. Her şey adeta çöküyor. Siyasal rejim, yargı, eğitim, tarım, üretim, çalışma düzeni…
Neoliberalizmi kendisine rehber edinen siyasal iktidar, insanlığın yüzlerce yıllık mücadeleler sonucunda elde ettiği sosyal kazanımları her geçen gün budayarak emeği ile geçinen yurttaşlar için bir “sosyal cinayet” düzeni kuruyor. “İş Cinayetleri” tam bir katliama dönüşmüş durumda…
Sosyal Güvenlik Kurumu 2017 yılına ait verileri geçtiğimiz hafta içinde yayınlamışdı. Bu verilerin sadece işçi veya bağımsız sigortalı çalışanları kapsadığı, kamu çalışanlarını ise kapsamadığı; çok sayıda bildirilmeyen veya tespit edilmeyen kaza ile meslek hastalığı olduğu kamuoyu tarafından bilinmektedir. Bununla birlikte SGK verilerine yansıyan veriler bile oldukça dehşet vericidir. Söz konusu verilere göre 2017 yılında meslek hastalığı nedeniyle ölen kişi yok iken, 1.636 kişi “iş kazası” olarak adlandırılan olaylar nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Önceki yıla göre ölümlerdeki %16 artmıştır. Derneğimizin de bileşenlerinden olduğu İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi ise 2017 yılında en az 2006 kişinin iş cinayetleri sonucunda hayatını kaybettiğini tespit etmiştir.
Meslek hastalıkları ise, yine konuyla ilgili her kesimin bildiği gibi, sistemli olarak gizlenmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü verileri dünya genelinde her bir iş kazası sonucu ölüme karşılık 6 kişinin işle ilgili hastalıklar nedeniyle hayatını kaybettiğini göstermektedir. Bu sayılar SGK’nın verilerine uyarlandığında geçtiğimiz yıl en az 9.800 kişinin işle ilgili hastalıklardan hayatını kaybetmiş olabileceği sonucuna varılmaktadır.
Meslek hastalıkları ve iş kazaları yaralanma veya hafif geçirilen hastalıklarla da sonuçlansa, malûliyetle de sonuçlansa, ölümle de sonuçlansa büyük acılara ve yıkımlara yol açmaktadır. İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölümlerin engellenebileceğini, ancak patronların kar hırsı ile iktidarların işbirliği sonucunda önlenmediğini bilen bizler açısından bu ölümlerin adı “iş cinayeti”dir.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı adıyla bir torba bakanlığa dönüştürülen bakanlığı tüm iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemek için köklü önlemler almaya çağırıyoruz. Alınabilecek en köklü önlem tüm toplum kesimlerinin demokratik hak arayışları önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Emekçilerin önündeki örgütlenme ve hak arama engelleri kaldırıldığında, çalışanların iş güvencesi sağlandığında, işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin düzenlemelerin uygulanması sağlandığında kısa zamanda kaza, hastalık ve ölümlerin çok önemli bir bölümünün önüne geçilebileceği açıktır.
Sosyal Haklar Derneği olarak “Ölenleri An, Yaşayanlar İçin Mücadele Et!” yaklaşımıyla, dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de, 28 Nisan tarihinin İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü olarak ilan edilmesini talep ediyoruz.
Özellikle, “iş kazaları” kadar dikkat çekmeyen, mevcut sağlık ve sigorta sistemi tarafından tespit ve tazmin edilmeyen, önlenmeyen ağır bir sorun olan “meslek hastalıkları ve işle ilgili hastalıklar” konusunda çok acil olarak adım atılmalıdır. Bu konudaki talebimiz “MESLEK HASTALIKLARINI TESPİT ET, TEDAVİ ET, TAZMİNAT ÖDE, SORUMLULARI CEZALANDIR, ÖNLE!” şeklindedir. Önümüzdeki dönemde de bu doğrultuda mücadelemizi sürdüreceğiz.
Doğumdan ölüme yaşamın her alanında eşitsizliğe, adaletsizliğe, hukuksuzluğa, aldatmalara,  tehditlere, baskılara karşı ortak bir denetleme, dayanışma ve direnme ağına duyulan gereksinim artık yakıcıdır.
Bu çağrı tüm dostlarımızadır!
Sosyal cinayet düzenine karşı müşterek bir denetleme, dayanışma ve direnme ağı inşa edelim!
Her ayın 13’ünde gerçekleştirdiğimiz basın açıklamalarımıza bundan sonra Aladağ’dan Soma’ya, Çorlu’dan Şirvan’a tüm sosyal cinayetlere karşı mücadelenin bir kürsüsü olarak devam edeceğiz
SOSYAL HAKLAR DERNEĞİ