SHD’den ve Ailelerden Aladağ Davasına Çağrı

Basına ve Kamuoyuna
Aladağ yurt yangını davasına çağrı,
Kamuoyunda Süleymancılar olarak bilinen tarikata ait Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği’ne bağlı Aladağ Özel Kız Öğrenci Yurdu’nda 29 Kasım 2016 akşamı çıkan yangında 10 kız öğrenci, 1 yetişkin ve yurt müdürünün küçük kızı olmak üzere toplamda 12 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği, 16 kız çocuğunun da yaralanmasına yol açan yangın ile ilgili süren davanın 5. duruşması 26.02.2018 pazartesi günü Kozan’da görülecek.
Geçtiğimiz günlerde  tutuklu 4 sanık yeniden tahliye edildi. Kozan Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen ara karar, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan talimata istinaden düzenlenen 22/01/2018 tarihli bilirkişi raporuna dayandırıldı.
Bu yangının gerçekleştiği tarihe kadar, yasalar gereği hiç olmaması gereken bu kaçak yurdun açılmasına izin veren bürokratlar, yangın tatbikatı yapılmadığı halde “yangın tatbikatı yapılmıştır” diye rapor düzenleyen denetmenler, yoksul aileleri tarikat yurduna yönlendirenler, çocuğunu yurda vermek istemeyen ailelere “yurda vermek istemiyorsan ev tut” diyen yetkililer, küçük kız çocuklarına boylarından büyük yemek kazanlarını yıkatan ve tuvaletleri temizleten “Okuldaki eğitimi boş verin, bizim verdiğimiz dini eğitim size yeter!” diyen belletmenler yargılamanın başından beri dışarıdalar; yine aynı yurdun bağlı olduğu dernek yöneticileri Mahkemenin vermiş olduğu son ara karar ile birlikte 15 aylık bir tutukluluk sürecinden sonra dışarıdalar…
12 yurttaşımızın öldüğü yurt yangını davasında sadece iki sanık tutuklu yargılanıyor.
Mahkeme tarafından alınan 22.01.2018 tarihli bilirkişi raporu; idarenin (kamu görevlilerinin), itfaiye personelinin ve yapılanmasının, dernek yöneticilerinin ve bu kapsamda özellikle dernek başkanı ile yurt müdürünün sorumlu olduklarını; dernek başkanı ile yurt müdürünün “asli” kusurlu diğer sorumluların ise “tali” kusurlu olduklarını belirtmektedir. 26.02.2018 tarihinde yapılacak olan duruşmada, bilirkişi raporuna itirazlarımız detaylı olarak Mahkeme heyetine anlatılacaktır. Ancak özellikle belirtmek gerekir ki; asli kusurlu olan sanık sayısı çok daha fazladır. Kamu görevlileri ile yurdu işleten derneğin bütün yöneticileri asli kusurludur. Kaldı ki, Aladağ Kız Yurdu Yangını dosyası basit bir taksirle ölüme sebebiyet verme dosyası değil; burada kasten işlenilen ihmali hareketle insan öldürme suçu söz konusudur, bu nedenle de kusur nitelendirmesinin büyük bir önemi bulunmamaktadır.
Devletin temel görevlerinden biri olan kamusal laik eğitimi devlet kendi eliyle tasfiye etmiş; Ortaya çıkan boşluğu yine devlet eliyle tarikatlar ve cemaatler doldurmuştur. Bu gün eğitimin tüm alanları tarikatların elinde bulunmakta, ülkenin dört bir tarafında denetimden uzak, bürokratlar tarafından korunan ve kollanan apartman dairelerinden bozma kaçak yurtlar hızla artmaktadır. Yoksul öğrencilerin barınma sorununu çözemeyen devlet, öğrencileri tarikat yurtlarına mecbur bırakmaktadır. Aladağ’da yaşanan sosyal cinayetin benzerlerinin, ülkemizin denetimden uzak birçok noktasında tekrar yaşanması söz konusudur.
Aladağ Davası’nda hali hazırda sanık olan kişilerin aslında çoktan tahliye olmuş olacaklarını bunu ailelerin kararlı tutumu ve Sosyal Haklar Derneği’nin ısrarlı takibinin engel olduğunu önemle yeniden vurgulamak isteriz: olayın üzerinden henüz iki ay geçmişken tüm Süleymancıların tahliye edildiğini ancak itiraz üzerine yeniden tutuklandıkları hiç akıldan çıkartılmamalıdır.
Bu nedenle Aladağlı aileler ile birlikte yürüttüğümüz adalet mücadelesine sıkı sıkıya sarılıyoruz. Olayda ihmali olan tüm sorumluların yargılanmalarını ve hakettikleri cezaları almalarını istiyoruz.
Aladağ davası laik kamusal eğitimi talep eden tüm yurttaşların davasıdır ve sahip çıkılmalıdır.
Sosyal Haklar Derneği ve Aladağlı Aileler
23.02.2018