SHD’den Basına ve Kamuoyuna Açıklama: Tamamlanan Aladağ Yurt Yangını İddianamesine Bakılırsa Yeni Aladağlar’ın Önüne Geçilemez!

Basına ve kamuoyuna
Aladağ yurt yangını iddianamesi tamamlandı.
29.11.2016 tarihinde Aladağ’da Süleymancılar’a ait tarikat yurdunda çıkan yangında 11 kız çocuğu bir yetişkin hayatını kaybetti, 19 yurttaşımız yaralandı. Sosyal Haklar Derneği olarak yangının ilk gününden bu yana Aladağlı aileler adına avukatlarımız aracılığıyla olayın yakın takipçisiyiz.
Yangının çıktığı günden 5 ay sonra iddianame tamamlandı ve mahkemeye sunuldu.
1.
Mahkemeye sunulan iddianamede savcılık, Şüpheliler Cuma Ali Genç’in, Mahmut Deniz’in, Mustafa Öztaş’ın, İsmail Uğur’un, Mahir Kılıç’ın, Ramazan Dede’nin, Ramazan Keleş’in mahkemece yargılanıp 5237 sayılı TCK’nın 85/2 maddesi uyarınca taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet verme suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar cezalandırılmasını talep etmektedir.
Savcının suç nitelendirmesi bizler açısından kabul edilemez niteliktedir. Mevzuata aykırı şekilde açılan ve işletilen yurtta yaşanan yangın, bir anda gelişen bir olaydan ibaret değildir; yurt yeterince denetlenmemiş, yapılan denetimler yasak savma kabilinden yapılmış, uygun olmayan koşulların varlığı tüm sorumlular tarafından görülmüş, alınması gereken en küçük önlem dahi alınmamış ve ölümler göz göre yaşanmıştır. Sanıkların ve henüz sanık olmayan sorumluların “olası kastla” insan öldürme ve yaralama suçlarından yargılanmaları ve cezalandırılmaları gerekmektedir.
Savcılık ayrıca bilirkişi raporunda kusur atfedilen kamu görevlileri ile ilgili ayrı bir soruşturma yürüttüğünü söylemektedir. Aladağ yurt yangınında ve eğitimde tarikatların etkin rol oynamasında kamu görevlileri birinci derece sorumludur. Kamu görevlisi olmaları nedeni ile soruşturmadan muaf tutulmalarına ve/veya sorumluluklarının gizlenmeye çalışılmasına göz yummayacağımızı, kamu görevlileri hakkındaki hukuki süreci de yakından takip edeceğimizi bir kez daha belirtmek isteriz.
2.
Savcılık 12 yurttaşımızın öldüğü yangınla ilgili sadece yurt yöneticileri, yurt müdürü ve bir yurt çalışan için ceza istemiştir. Oysa yurtta görevli ve çocuklardan sorumlu, çocuklara dini eğitim veren, çocuklara yurtta kazan yıkatan, yurt işlerini yaptırtan hiçbir formasyonu olmayan belletmenler için ise “ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” verilmiştir. Bilirkişi raporunda belletmenlerin soğukkanlı olması ve yangın eğitimi almış olmaları durumunda çocukların yangından sağ kurtulabilecekleri belirtilmiş olmasına rağmen, bu kişilerin sorumluluklarının göz ardı edilmiş olması nedeni ile “ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar”a tarafımızca yasal süresi içinde itiraz edilecektir.
3.
Savcılık olaya basitçe çıkan bir yangın ve sonucunda ölüm olarak bakmıştır. Oysa bu yurdun yasa gereği hiç olmaması gerekiyordu. Yurdun açılmasına onay veren, denetim raporlarında yalan beyanda bulunan tüm bürokratlar, aileleri yasadışı yurda yönlendiren yerel idareciler de yaşanan ölümlerden sorumludur ve hesap vermelidir.
4.
Mahkemeye sunulan iddianame yurt kisvesi altında yasadışı tarikat faaliyetini görmemektedir. Oysa tanık ve yangından sağ kurtulmuş çocukların ifadelerinden açıkça anlaşılıyor ki ortada yurt kisvesi altında bir tarikat faaliyeti vardır.
Bu iddianame ile yeni Aladağlar’ın önüne geçilemez !
Mahkemeye sunulan iddianameden anlaşılıyor ki savcılık buz dağının su üstünde kalan kısmıyla ilgilenmektedir.
Çocuğunu yangında kaybetmiş, çocuğu yaralı kurtulmuş Aladağlı ailelerin gerek savcılıkta verdikleri ifadelerde gerekse de kamuoyuna yansıyan beyanlarında dile getirdikleri talepleri nettir:
Aileler çocuklarının ölmesine ya da yaralanmasına sebebiyet veren, ihmali bulunan, yaşa dışı yurdun faaliyetlerini görmezden gelen, kendilerini tarikat yurduna yönlendiren tüm kişilerin, bürokratların ve yerel idarecilerin cezalandırılmasını istemektedir.
Tüm sorumluların cezalandırılmasını ve başka Aladağlar’ın yaşanmamasını isteyen aileler ile birlikte davanın takipçisiyiz.
04.05.2017
Sosyal Haklar Derneği