SHD’den Açıklama: Eğitim ve Sınav Sisteminde Çıkmaz Derinleşiyor!

Basına ve Kamuoyuna:
TEOG sınav sistemi değişikliği Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın “TEOG’u kaldırıyoruz” söylemi ile yeni eğitim ve öğretim yılının hemen başında gündeme taşındı. 4 yıl önce SBS yerine getirilen ve öğrencilere 6. sınıftan itibaren yılda iki kez uygulanan sınavları kapsayan TEOG sistemi, sınavların okulda yapıldığı ve üç yıl içinde kazanılan puanların ortalaması ile öğrencilerin liselere yerleştirildiği bir süreci kapsıyordu. Çok erken yaşlarda çocukların ciddi bir sınav parkuruna sokulması anlamına gelen ve pedegojik açıdan çok da sağlıklı bir sistem olarak değerlendirilemeyen TEOG’un kaldrılmasına ilişkin gündem ise en az TEOG sisteminin kendisi kadar alt yapı ve içerikten yoksun olarak gündemimize yerleşti. Peki şimdi ne olacak?
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın yeni sistemi “TEOG’dan daha iyi olacak” şeklinde tanımlamakla yetinmesi, olası sistemin nitelikli içerik ve bilimsel altyapıdan yoksun olduğunu açıkça göstermektedir. Pedagojik ve bilimsel açıdan hiçbir dayanağı olmayan yeni sınav sistemi tasarısı bu özelliği ile velilerin çocuklarının geleceği hakkındaki endişelerini güçlendirmektedir. İsmet Yılmaz’ın “çocuklarımızı TEOG ile yarış atı konumuna getirdik” ifadesi, çocuklarımızı kuralları değişmiş bir yarış sisteminin yeni yarışçıları olmaktan kurtarmayacak aksine onları bir sistem çıkmazı içinde savrulmuş kayıp nesiller haline getirecek ya da onları zorunlu bir ideolojik eğitime tabi tutmanın önünü açacaktır.
Bilimsel ve Laik eğitimi hedef alan yeni sistem arayışları ve imamhatip okullarının yaygınlaşması adına verilen uğraş, öğrencileri sınav cenderesinde tutmaya devam eden ve yalnızca sınav sisteminin adını değiştirmeye yönelik bir siyasal projedir. İlgili kurumlar tarafından yapılması beklenen bilgilendirmenin Cumhurbaşkanı ve Başbakan gibi siyasi aktörlerce politik bir argüman olarak gündeme getirilmesi konuyu faydacı bir eğitim öğretim tartışması olmaktan çıkarmaktadır.  Eğitim sistemine her geçen gün somut çözümler getirmek yerine kafa karışıklığına sebep olacak bir kaos yaratılmaya çalışılmaktadır. Bu kafa karışıklığı ve sistem karmaşası içinde öğrenciler, hiçbir fayda gözetilmeksizin zorunlu ideolojik eğitime hapsedilmektedir. Basit ve faydacı olmayan değişiklikler sonucu, öğrenci ve veliler menfaatleri göz önünde bulundurulmadan adeta kandırılmaktadır.
Eğitim hakkı çocuk hakları ile doğrudan ilişkilidir. Eğitim hakkını, iktidar politikaları doğrultusunda değiştirmenin devletin müspet yükümlülüklerine aykırı olduğu yasalar ve devletin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce açıktır. Eğitim öğretim yılı müfredat değişikliği ile yapıldığı gibi sınav sistemi değişikliğinde de devlet, yükümlülüklerine aykırı olarak, iktidar politikaları doğrultusunda ve öğrencilerin yararı gözetilmeden hukuka aykırı değişiklik yapmaktadır. Velilerin ve öğrencilerin alanında uzman ve çözüme odaklı olmayan insanlarca yapılan değişikliklere maruz kalması özgür ve bilimsel eğitim hakkı ihlalidir.
SOSYAL HAKLAR DERNEĞİ
02.10.2017