Aladağ Davası’nda ilk kez kamu görevlileri hakim önüne çıkacak!

Basına ve Kamuoyuna:

Aladağ Davası’nda ilk kez kamu görevlileri hakim önünde

Adana’nın Aladağ İlçesi’nde 29 Kasım 2016 günü çıkan yurt yangını ile ilgili davaya 11 Aralık 2017 Pazartesi günü yine Adana Kozan Adliyesi Ağır Ceza mahkemesinde devam edilecek. Bu duruşmada Süleymancı Cemaati koruyup kollayarak 11 kız çocuğu, 1 belletmenin göz göre göre ölmesine neden olan kamu görevlileri ilk defa hakim önüne çıkacak. Süleymancı Cemaate ait kaçak yurdun izinlerini veren, çocuklara kamusal eğitim sunmak yerine aileleri cemaat yurduna mecbur bırakan, yurdu ve eğitimleri denetlemeyen tüm kamu kurum yöneticilerinin ortaklaşa işlediği açık olan bu sosyal cinayete neden olanlardan hesap sormak için demokratik toplumu Aladağlı ailelerin yanında olmaya davet ediyoruz.

Ailelerin TBMM Ziyareti

Cinayetin 1. yıldönümü öncesi 28 Kasım 2017 Salı günü, davacı ailelerle birlikte TBMM’nde parti gruplarını ziyaret ettik ve ailelerin hala çözülmeyen sorunlarını aktardık; hala açıklanmayan Aladağ Araştırma Komisyonu Raporu’nun TBMM sayfasına konmasını, avukatlarımızın bu raporu da dikkate alarak dosyalarını çalışmaya devam etmek istediklerini ifade ettik.

28 Kasım 2017 günü önce MEB önünde bir basın açıklaması yapıldı ve ardından TBMM’de CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşüldü. Kendilerinen süreç aktarılarak özellikle Komisyon raporunun akıbeti konusunda takipçi olmaları istedik. SHD Aladağ çalışmalarından sorumlu üyelerin, özellike TBMM Araştırma Komisyonuna yalan ifade veren kamu görevlileri hakkında bir işlem başlatılması gerektiği yönünde görüş bildirdik.  Sırasıyla TBMM Aladağ Komisyonu AKP Üyesi Leyla Şahin Usta, CHP Üyesi Gaye Usluer, HDP Üyesi Hüda Kaya ve MHP Üyesi Deniz Depboylu ile görüşülerek, sorunlar dile getirildi ve Komisyon Raporu’nun son halinin kamuoyuna açıklanması istendi.

SHD Komisyon çalışmalarındaki, rapordaki tespit ettiği eksikleri ve çelişkilerini ortaya koydu

Aladağ Meclis Araştırma Komisyonu çalışmalarını tamamladıktan sonra ön raporunu Meclis Başkanına sundu. Raporu taslak haliyle inceleyen SHD Aladağ Çalışma Grubu 11 Aralık duruşması öncesi bu çalışmayı kamuoyuyla paylaşmayı gerekli görmüştür:

Komisyon üyelerine ve Komisyona bilgi veren bürokratlara ve yetkililere soruyoruz?

1.

Aladağ Yurt yangınında çocuklarını kaybetmiş ailelerin yaşadığı Köprücük, Karahan ve Kışlak köylerinde ailelerle toplantılar yaptılar yapıldı. Bu toplantılar tutanaklarda 62 sayfa yer almış, toplantılar 2 saat 46 dakika sürmüştür.

Araştırma Komisyonu’nun hazırlayıp meclise başkanına sunduğu ön raporunda ise ailelerle yapılan toplantılar sadece bir paragrafla geçiştirilmiştir. Ailelerin anlattıklarının rapora girmesinden neden çekindiniz?

2.

Aladağ’daki devlet yurdu depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle yıkılmıştır. Mevcut iktidar zamanında yapılan, en fazla on yıllık olan yurt nasıl depreme dayanıksız olabiliyor? Gerçekten depreme dayanıksız inşaa edilmiş ise yurdu yapan firmaya ve denetim firmasına herhangi bir dava açtınız mı? Devlet yurdunun depreme dayanıksız olduğuna dair raporu kamuoyuna açıklamayı düşünüyor musunuz?

3.

20.07.2016 tarihinde toplanan Adana İl Koordinasyon Kurulu’nda, Karahan, Kışlak, Köprücek köylerindeki öğrencilerin, Aladağ’daki devlet yurdu yıkıldığından, en yakın devlet yurdu olan Kozan devlet yurduna yerleştirilmesi kararı alındı. Aileler bu kararlardan haberdar olmadıklarını söylüyorlar. Komisyona bilgi veren bürokratlar ise kararların ailelere bildirildiğini söylüyorlar.

Bu karar ailelere bildirildi mi? Bildirildiyse nasıl bildirildi? Bildirildiğine dair elinizde yazı tebligat vb. bir şey var mı?

Adana İl Milli Eğitim Müdürü Taran Akpınar, soru üzerine Araştırma Komisyonu’na “bilgi verildiğini düşünüyoruz” demiştir. Bu cümleden ne anlamamız gerekmektedir? 12 yurttaşımızın öldüğü yangını araştıran Komisyona böylesi bir cümlenin kurulmasını gayri ciddi, lakayt buluyor musunuz?

4.

Milli Eğitim üst düzey bürokratları Araştırma Komisyonu’a verdikleri bilgide yaşları 10 ile 14 arasında değişen ilköğretim öğrencilerinin özel yurtta kalmalarının kanunlara göre uygun olduğunu belirtiyorlar.

Bürokratlar Araştırma Komisyonu’na, MEB Teşkilat Kanunu’nun 13’üncü maddesinin (b) fıkrası’nın özel kurum ve kişilere her yaşta ve seviyede yurt açma izni verdiğini ısrarla birkaç yerde söylüyorlar.

Söz konusu kanunun b fıkrası özel öğretim kurumlarını düzenleyen bir kanundur. Ve Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun hiçbir yerinde özel yurtlar ile ilgili bir madde yoktur. Çünkü özel yurtlar ile ilgili mevzuatta başka düzenlemeler vardır. Komisyon’a bilgi veren bürokratlar ya mevzuattı bilmiyorlar ya da bilerek yanlış bilgi veriyorlar. Her iki durumda da ortada bir skandal vardır. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a soruyoruz: Meclis Araştırma Komisyonu’a ‘yanlış’ bilgi veren ya da mevzuat bilmeyen bürokratlarınız hakkında bir işlem yapmayı düşünüyor musunuz? Bürokratların bir tarikata ait kaçak yurdu yasal bir yurt gibi anlatmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Aladağ Araştırma Komisyonu’na soruyoruz: Bürokratların aktardıkları yanlış bilgiler üzerinden yazdığınız ön raporu geri çekmeyi düşünüyor musunuz?

5.

Aladağ Belediye Başkanı Mustafa Akgedik, Araştırma Komisyonu’na yurt açılış izni ile ilgili bir soru üzerine “Bizimle alakalı bir durum yok, bizden verilmiş hiçbir belgeye biz Belediyede rastlamadık.” demiştir. Bu cevap üzerine Komisyon’da evrakta sahtecilik tartışması yaşanmıştır.

Yanan yurt ile ilgili belediyeden çıkmış herhangi bir belge yok diyen Aladağ Belediye Başkanı Mustafa Akgedik’e soruyoruz:

23.02.2009 tarihinde yurdun bağlı olduğu dernek Başkanı İsmail Uğur’un dilekçesine istinaden

Aladağ Fen işleri tarafından verilen 23.02.2009 tarih ve 22 sayılı “Binanın Öğrenci Yurdu Olarak Kullanılmasında sakınca yoktur” belgesi.

Aladağ Fen işleri tarafından verilen 23.02.2009 tarih ve 23 sayılı “Binanın sağlığı olumsuz etkileyecek yönde endüstriyel kuruluşlardan uzak olduğu”na dair belge.

Aladağ Fen işleri tarafından verilen 23.02.2009 tarih ve 24 sayılı “Binanın yangın yönünden bir sakıncası olmadığı”na dair belge.

Ve 20.03.2009 tarihinde İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yazısına istinaden 27.03.2009 tarih ve 235 sayılı “Söz konusu binada yurdun açılmasında İtfaiye yönünden bir sakınca olmadığına” dair belgeler nasıl oluyor belediye arşivinde bu belgeleri bulunamıyor?

6.

Aladağ Kaymakamı Abdullah Demirdağ, Araştırma Komisyonu’na verdiği bilgide (toplantı yapıldığı tarihte faal olan) Aladağ’daki Süleymancılara ait erkek yurdunu bizzat gidip denetlediğini söylemiştir. Kaymakam Bey, Komisyon’a “Ben kendim de gittim gördüm. Yangın kapıları, yangın yönlendirme levhaları, yangın merdivenleri, yangın tüpleri, yangın tüplerinin olduğu yerdeki bilgilendirme levhaları, çocukların bu konu hakkında bilgilendirilmiş olmaları; bunların hepsi tamam. Yani bil fiil benim tarafımda da görüldü bunlar.” demiştir.

Daha sonra Komisyon üyeleri yanan kız yurdunun 500 metre yakınında aynı derneğe ait olan erkek öğrenci yurdunda da incelemeler yaptı. Yapılan inceleme basına yansıyınca erkek yurdu kapatıldı. Yurtta bulunan iki yangın merdiveni yer alırken biri üç metrelik bir yüksekliğe çıkıyor. Yangın anında kurtulmak isteyenler 3 metreden aşağıya atlamak zorunda. Bir diğeri de binanın arka tarafında bulunan, bodrumun arkasına iniyor. Merdivenden inip, 10 metre kadar yürüdükten sonra bir kat daha merdiven çıkılacak, oradan da aşağıya inilecek. Yani yangın merdivenine gitmek normal merdivenlere gitmekten daha uzak ve zor.

Aladağ Kaymakamı Abdullah Demirdağ soruyoruz: Gerçekten gidip yurdu bizzat denetlediniz mi? Denetlediyseniz nasıl oluyor da hiçbir sorun görmediniz? Gidip denetlemediyseniz neden Meclis Araştırma Komisyonu’na gidip denetlediğinizi söylediniz?

7.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan bürokratlar Araştırma Komisyonu’a

Adana Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından 5 psikolog, 5 sosyal çalışmacı, 2 sosyolog ve 1 PDR görevlilerince çocuklar ve ailelerine ilk günden itibaren psiko-sosyal destek çalışmalarına devam edildiği” şeklinde bilgi vermişlerdir.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’ya soruyoruz: Yanan yurtta çocuklarını kaybetmiş aileler neden bu çalışmalardan haberdar değiller? Yoksa Bakanlığınıza bağlı sosyologlar, psikologlar bu çalışmaları kağıt üzerinde mi yaptılar? Yapılmayan çalışmaları yapmış gibi gösteren bürokratlarınız hakkında ne gibi bir işlem yapmayı düşünüyorsunuz?

8.

Süleymancılara ait kaçak yurtta çocuklarını kaybetmiş Aileler her fırsatta yerel bürokratlar tarafından yurda yönlendirildiklerini ifade etmektedirler. Araştırma Komisyonu’na da isim vererek nasıl yönlendirildiklerini ayrıntılarıyla anlatmışlardır. Yetkililere soruyoruz:

Bu bürokratların sadece bir günlük maaş kesimi ve kınama cezası olmalarını vicdanınıza sığdırıyor musunuz? En azından dava sonuçlanıncaya kadar bu bürokratları açığa almayı düşünüyor musunuz?

9.

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a soruyoruz:

Aladağ Yurt yangınında ölen 7 kız çocuğunun köyü olan Köprücek köyündeki okulda hala öğretmen olmadığını biliyor musunuz? Aynı köyden olan ve Kozan Yatılı Bölge Okulu’da öğrenim gören çocukların servis olmadığı için hafta sonları ailelerini görmeye gidemediklerini biliyor musunuz?

10.

Aladağ Meclis Araştırma Komisyonu’na soruyoruz:

480 sayalık ön raporunuzun hiçbir yerinde neden ‘tarikat’, ‘cemaat’ lafı geçmemektedir?

“Başka Aladağlar Yaşanmasın” diye kurulan TBMM Araştırma Komisyonun çalışmalarının etkin ve verimli geçtiğini söyleyebilir misiniz?

Meclis Başkanı’na sunulan ön raporda neden tarikatların eğitim alanındaki faaliyetlerine yer verilmemiştir?

Komisyon, muhalif ve bağımız olarak bilinen eğitim alanındaki kurum, kuruluş, ve sendikaların görüşlerine başvurmazken; komisyona neden çağrıldığını bile anlamayan uzmanların dinlenmesinin mantığı nedir?

Sosyal Haklar Derneği

10.12.2017