Kamu Çalışanı Sendikaları 2018 Temmuz İstatistikleri Değerlendirmesi – Ertuğrul Bilir

Kamu çalışanı sendikalarının 2018 Temmuz resmi üye sayılarını içeren istatistik 7 Temmuz günü Resmi Gazete’de yayınlandı. Ancak, KESK’te ve sol kamuoyunda pek ilgi çekmişe benzemiyor. Bunun bir nedeni, KESK’te ve bağlı sendikalarda yönetici olan arkadaşlarımızın istatistik yayınlanmadan önce durumu zaten biliyor olmaları olabilir. Bu konularda KESK yönetici ve kadrolarının demokratik kamuoyunu bilgilendirmeleri örülebilecek direniş cephesinin gerçek bilgilere dayanması açısından yararlı olacaktır.
Durumu devlet, hükümet ve diğer sendikalar zaten bilmekte ve politikalarını oluştururken bunları göz önünde tutmaktadır. Ancak, kamu çalışanı olmayıp, emek hareketinin durumunu izlemeye, anlamaya çalışanlar açısından istatistik bilgilerini yorumlamak yararlı olacaktır.
Bu yazıda kamu çalışanı sendikalarının genel durumu özetlendikten sonra, esas ilgi alanımız olan KESK’in ve sendikalarının durumu değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Bu çalışmada bakanlık istatistiklerinin yanında Emek Çalışmaları Topluluğu’nun yayınladığı İşçi Sınıfı Eylemleri Raporları’ndan da yararlanılarak eylemlerdeki değişimler de değerlendirilmiştir.
Kamu Çalışanı Sendikalarının Genel Durumu
Toplam kamu çalışanı sayısı 1 yıl içinde yaklaşık 42 bin kişi (%1,7) artarak 2.473 bin; sendika üyesi kamu çalışanı sayısı ise 11 bin kişi (%0,7) azalarak 1.673 bin kişi olmuştur. Geçtiğimiz sene (2017-2016) kamu çalışanı sayısı 21 bin, sendika üyesi sayısı 72 bin kişi (%4,1) azalmıştı. Bu yıl kamu çalışanı sayısında küçük (%1,7) bir artış olmuş, sendika üye sayısı ise daha yavaş şekilde azalmıştır. Sendikalaşma oranı %69,3’ten %67,7’ye inmiştir. İki yıl içinde oransal kayıp %4 olmuştur.
Konfederasyon düzeyinde değerlendirildiğinde Memur-Sen’in üye sayısını 13 bin kişi artırarak 1.010 bin üyeye ulaştığı görülmektedir.  Türkiye Kamu-Sen’in üye sayısı 800 kişi azalarak 394 bin olmuştur. KESK’in üye sayısı 21 bin azalışla 146 bin’e gerilemiştir. KESK’te iki yıllık kayıp toplam 85 bin’e ulaşmıştır. Birleşik Kamu-İş üye sayısını (64 bin) korumuştur. KESK ve Birleşik Kamu-İş toplamda tüm kamu çalışanlarının %8,5’ini temsil etmektedirler. 4 büyük konfederasyon dışında kalan konfederasyonların (BASK, Hak-Sen, Çalışan-Sen, Tüm Memur-Sen, Anadolu-Sen) toplam üye sayısı bin kişi kadar gerileyerek 18 bin olmuştur. Bağımsız sendikaların toplam üye sayısı da 41 bin’den 39 bin’e gerilemiştir.
4688 sayılı yasaya göre istatistiklerin yayınlanmaya başladığı 2002 yılı baz alındığında bu alandaki değişimler daha net görülmektedir. 2002 yılında istatistik yayınlandığında iktidarda 3 yıldır DSP-ANAP-MHP koalisyonu bulunmaktadır. Bu hükümet 2001 yılında 4688 sayılı “Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu” çıkarılmıştır. 2002 istatistiğine göre istatistik kapsamındaki kamu çalışanlarının %48’i sendika üyesidir. Kamu çalışanlarının %24’ü Türkiye Kamu-Sen, %18’u KESK, %3’ü ise Memur-Sen üyesidir. Sonraki AKP’li yıllarda işe alımlar, görevde yükselme, tayin gibi her türlü adımda iktidar desteği ve baskısıyla Memur-Sen hızla üye artırmıştır. 2002’den itibaren kamu çalışanı sayısı 1 milyon 100 bin artmıştır. Sendikalı kamu çalışanı sayısı ve oranı 2016 yılına kadar artış göstermiş ve 2016 yılında sendika üyelik oranı %71,6’ya kadar çıkmıştır. Son iki yılda ise sendika üyeliği oranı 4 puan kadar gerileyerek %67, 6’ya inmiştir.
2012-2018 döneminde Memur-Sen üye sayısı 970 bin, Türkiye Kamu-Sen’in üye sayısı 65 bin artmıştır. KESK’in üye sayısı ise 2004’te 297 bin’e yükseldikten sonra inmeye başlamıştır. 2005 yılında Eğitim-İş’in kurulmasıyla ulusalcıların KESK’ten kopma süreci hızlanmıştır. Ulusalcılar 2009 yılında Birleşik Kamu-İş’i oluşturmuştur. Birleşik Kamu-İş 2009’da 20 bin üye ile istatistikte yer alırken 2018 yılında 64 bin’e yükselmiştir.
KESK’in üye sayısı 2008-2015 arasında dalgalı bir seyir izlemekle birlikte bir miktar artış göstermiştir. 2016’dan itibaren ise hızlı bir düşüş yaşanmaktadır. KESK, 2018 itibariyle 2002’deki üye sayısının 116 bin, 2004’teki üye sayısının 150 bin altında üyeye sahiptir.
KESK ve Birleşik Kamu-İş
Bu incelemede tüm sendikalar üstünde durulmayıp, esas olarak KESK ve Birleşik Kamu-İş üzerinde durulacaktır. Birleşik Kamu-İş, KESK’in üye tabanında halen kalan Kemalist, sosyal-demokrat vb. kesimler için alternatif olabilecek bir yapı olması nedeniyle ilgi alanımıza girmektedir. Aynı zamanda bu kesimler de KESK’in toparlanma eğilimlerinde nispeten kolay kazanabileceği kesimlerdir.
KESK, 2016’dan sonra geçen 2 yıl içinde 2016’daki üyelerinin yaklaşık %34’ünü oluşturan 76 bin üye kaybetmiştir. KESK’in 4 bin’den fazla üyesinin bu dönemde KHK’larla işten çıkarıldığı bilinmektedir. Geri kalan üye kaybının ne kadarının sendikadan istifa, ne kadarının emeklilik olduğu, üyelik azalmasının hangi bölgelerde daha yoğun olarak gerçekleştiği bakanlığın istatistiklerinde görülememektedir. Ancak kamu çalışanı sendikalarında aktif çalışan arkadaşlarla yapılan görüşmelerde KESK üyelerinin yaş ortalamasının yüksek olması nedeniyle emeklilik zamanı gelen üyelerin çok olduğu ve görevden ihraç ihtimaline karşı emekliliği gelenlerin hemen emeklilik başvurusu yaptığı belirtilmektedir.
KESK üye sayısı istisnasız bütün hizmet kollarında düşmeye devam etmektedir. Ancak içinde bulunduğumuz dönemdeki gerileme hem sayı, hem de oran olarak 2016-2017 dönemine göre daha yavaştır. Gerileme hızının yavaşladığı görülmektedir.  Ancak, gerilemenin yavaşlamasının nedeninin ilk şokların atlatılmış olması ve duruma kısmen adapte olunması mı, sendikaların daha bilinçli/dirençli kesimlere daralması mı olduğunu biz kestiremiyoruz.
Üye sayısının en fazla düştüğü sendika KESK üyelerinin %57’lik kısmını oluşturan Eğitim-Sen’dir. Bu dönemde Eğitim-Sen 10 bin üye kaybetmiştir. Önceki dönemde yaşanan üye kaybıyla birlikte 2 yıllık üye kaybı 36 bin’e (%31) ulaşmıştır. Bu işkolunda Eğitim-İş sendikası ise 2 yılda yaklaşık bin kişilik üye kaybıyla 48 bin üyeye sahiptir. Bu haliyle Eğitim-Sen ile Eğitim-İş arasındaki üye sayısı farkı azalmaktadır. Aydınlanmacı gelenekten gelen iki sendikanın hizmet kolundaki çalışanlar içindeki oranı %11’dir. İstatistiklerin yayınlanmaya başladığı 2002 yılında Eğitim-Sen’in hizmet kolundaki oranı %23’e yakındır.
Sağlık ve Sosyal Hizmetler hizmet kolunda SES son 1 yıl içinde 3 bin 800, son iki yıl içinde ise toplam 16 bin üye  (%42) kaybetmiştir. Üye kaybı SES’te de yavaşlamıştır. Genel Sağlık-İş ile birlikte hizmet kolunda çalışanların %4,6’lık bölümünü temsil etmektedirler.
Yerel Yönetim Hizmetleri hizmet kolundaki KESK üye sendikası olan Tüm Bel-Sen iki yılda 8 bin üye (%29) kaybetmiştir ve kendi alanında çalışanların %16’lık bölümünü temsil etmektedir. Bu işkolunda Tüm Yerel-Sen ise iki yılda 1.800 kadar üye kazanarak 11 bin üyeye yaklaşmıştır. Başta İzmir olmak üzere bazı CHP’li belediyelerin çalışanlarını Tüm Bel-Sen’den istifa ettirerek B. Kamu-İş üyesi Tüm Yerel-Sen’e geçirmeye çalıştıkları kamuoyuna yansımıştır.
Büro, Bankacılık ve Sigortacılık hizmet kolundaki BES’in üye sayısı son 2 yıllık dönemde yaklaşık yarıya (%47)düşerek 8 bin 500’e inmiştir. Bu işkolundaki B. Kamu-İş üyesi sendika olan Büro-İş ise 1.800 civarında bir üyeye sahiptir. Bu hizmet kolunda hizmet kolunun bir bölümünü hedefleyen bağımsız sendikalardan Sime-Sen’in (Sivil Memurlar Sendikası) 9.733 üye ve %3,58’lik sendikalaşma oranı, Savdes-Sen (Savunma ve Güvenlik Destek Hizmetleri Sendikası) 6515 üyelik ve %2,36 sendikalaşma oranı bulunmaktadır.
KESK’in Diyanet ve Vakıf Hizmetleri hizmet kolundaki sendikası olan DİVES’in üye sayısı 2016 yılında 509 iken, 2017’de 63’e, 2018’de ise 25’e gerilemiştir. Bu alanda B. Kamu-İş’in üye sendikası bulunmamaktadır.
2 yıllık dönemde Haber-Sen’in üye sayısı 2016’ya göre %30, Kültür Sanat-Sen’in %23, Yapı Yol-Sen’in % 35, BTS’nin  %25,  Tarım Orkam-Sen’in %35′, ESM’nin %34, DİVES’in %95 azalmıştır.
KESK üyesi sendikalar içinde, özgün bir hizmet kolu olan diyanet ve vakıf alanı dışarıda bırakıldığında, en büyük oransal kayıp BES (%47) ve SES’te (%42); en düşük oransal kayıp ise Kültür Sanat-Sen (%23) ve BTS’de (%25) görülmektedir.
2018 istatistiklerine göre KESK kamu çalışanlarının %5,9’unu temsil etmektedir. KESK’in hizmet kolu düzeyinde en fazla üye oranına sahip olduğu sendikalar Kültür Sanat-Sen (%18,6) ve Tüm Bel-Sen (%16,5)’dir. DİVES (%0,02) dışında en düşük üye oranı ise BES (%3,1) ve Tarım Orkam-Sen (%2,8) sendikalarındadır. Eğitim-Sen ise kendi hizmet kolunda çalışanların %7’sini üye yapmıştır.
Kamu Çalışanı Eylemlerinin Durumu
Kamu çalışanları mücadelesinin şartlarında 2015 sonrasında ve özellikle OHAL ilanı sonrasında yaşanan zorluklar kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Koşullarda yaşanan değişim eylem türlerine de yansımıştır.
Emek Çalışmaları Topluluğu (EÇT) tarafından hazırlanan İşçi Sınıfı Eylemleri Raporu’na göre (erişim için tıklayınız)2015 yılında kamu çalışanlarının işyeri temelli eylemlerinin %13’ü, 2016’da %3’ü fiili grevler iken 2017’de fiili grev sayısı 0’a düşmüştür. Anlaşıldığı kadarıyla soruşturmalar, cezalar, ihraçlar gibi baskılar sonucunda işyeri düzeyinde fiili eylem iradesi kırılmış görünmektedir. Kamu çalışanlarının işyeri temelli eylem sayıları 2015’te 123, 2016’oa 120, 2017’de 133 olmuştur.
2017’de kamu çalışanlarının işyeri düzeydeki eylemlerinin %55’i “KHK ile işten atma, açığa alma, sürgün”; %13’ü ise “yıldırma, keyfi ceza” nedenleriyle gerçekleştirilmiştir.
Kamu çalışanları işyeri temelli eylem vakalarının %33’ü “eğitim, öğretim ve bilim hizmetleri” alanında, %20’si “sağlık ve sosyal hizmetler” alanında, %12’si “büro, bankacılık ve sigortacılık hizmetleri” alanında, %6’sı “yerel yönetim hizmetleri” alanında, %23’ü ise birden fazla hizmet kolunda birden gerçekleşmiştir.
Sendikalar tarafından örgütlenen işyeri temelli eylemler açısından değerlendirildiğinde Eğitim-Sen 35, SES 23, BES 11, Tüm Bel-Sen 7 eylem gerçekleştirirken KESK tarafından örgütlenen eylem sayısı 21’dir. Tüm işçi sınıfı eylemleri içindeki oran açısından değerlendirildiğinde Eğitim-Sen’in eylemleri 2015’teki %4’ten 2017’de %12’ye, KESK’in gerçekleştirdiği eylemler %1’den %7’ye çıkmış, SES’in eylemleri %11’den 8’e düşmüştür. BES’in eylemleri ise her iki yılda da %4 oranındadır. Konfederasyonlar düzeyinde değerlendirildiğinde tüm işyeri temelli vakalar içinde KESK toplam 304 eylem vakasının %31’ini gerçekleştirirken Türk-İş %30, DİSK ise %29’unu gerçekleştirmiştir.
Değerlendirme
KESK’in üye sayısındaki azalmayı irdelemenin amacı “öldük, bittik” demek veya yönetimlerde hakim olan eğilimleri suçlamak değildir. Bu tartışmalar zaten sendikaların içinde ve genel kurullarda yapılmaktadır. Mevcut baskı döneminde insanların bir kısmının daha geri çekilmesi istenmeyen, üzücü ama bu tür dönemlerin doğasına uygun bir eğilimdir. Amaç geri çekilme eğilimlerinin nedenlerini irdelemek ve çıkış yolları tartışılmasına katkı vermektir.
KESK üyeleri azalırken, onu Kürt sorunundaki tavrı nedeniyle eleştiren ve üyelerinin önemli bölümü geçmişte KESK üyesi sendikalarda yer alan, diğer aydınlanmacı konfederasyon olan Birleşik Kamu-İş’in üye sayısı da son iki yılda artmamaktadır. Geçmiş yıllarda bu sendikalar arasında geçişler olduğu belliyken bu dönemde KESK’ten Birleşik Kamu-İş’e geçişler oldukça sınırlıdır.
KESK içindeki farklı sendikalarda solun farklı eğilimlerinden yönetimler bulunmaktadır. Ancak mevcut üye kaybını durduracak insiyatif geliştirilebilen anlayış ve sendika olmadığı görülmektedir. Bu da çıkış yoluna ilişkin belirgin önerileri ve uygulamaları olan ekiplerin olmadığını göstermektedir.
İncelenen veriler ve kamu çalışanları sendikalarında faaliyet gösteren arkadaşlarla yapılan görüşmelerden anlaşıldığı kadarıyla KESK’e bağlı sendika üyeliklerinden ayrılanların birçoğu başka sendikaya da geçmemektedir. Toplam sendikalaşma oranının son yıllarda düşme eğiliminde olmasında bu pasif direncin de etkisi olması muhtemeldir.
Tüm emek örgütleri gibi kamu çalışanları için de son 3 yılda şartlar oldukça zorlaşmıştır. Bu durum kamu çalışanı işyerlerinde üretime dönük eylemleri yapılamaz hale getirmiştir. Ancak eylemler işyeri dışında basın açıklamaları, kalıcı direnişler vb. biçimler şeklinde devam etmektedir.
Önümüzdeki dönem açısından KESK’e bağlı sendikalardaki gerilemenin durdurulabilmesi ve yeniden insiyatif alabilir hale gelmeleri toplumsal muhalefetin kendini toparlaması açısından önemli olacaktır.

 

Ertuğrul Bilir
05.08.2018